17. Hukuk Dairesi 2014/16672 E. , 2017/820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... vekili ile ....Serv ve Tic AŞ ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillerinden ..."in eşi, diğerlerinin annesi olan muris ..."ın 17.11.2009 tarihinde davalılardan ... sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, kazanın oluşumunda davalı tarafın kusurlu olduğunu, diğer davalılardan .... Servis ve Tic. A.Ş."nin aracın maliki,... Gemi Acenteliği A.Ş."nin ise kiracı olması sebebiyle sorumluluklarının bulunduğunu, davalı ..."nin kaza yapan aracın sigorta şirketi olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili ... için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 45.000,00 TL manevi tazminatın, diğer müvekkilleri ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, kusur ve gelir kaybı hesabı yapılması gerektiğini, ayrıca davacı tarafın kendilerine herhangi bir ihbarda bulunmadıkları için faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, manevi tazminat istemi yönünden müvekkilinin sorumluluğu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. ve ... Oto Ser Tic A.Ş. vekili, müvekkili .... Servis ve Tic. A.Ş"nin kazaya karışan aracı diğer davalı müvekkili ... Gemi Acenteliği A.Ş."ye kiraladığını, bu sebeple işleten sıfatının ... Gemi Acenteliği A.Ş"ye ait olduğunu, .... Servis ve Tic. AŞ"ye husumet yöneltilemeyeceğini, kazanın oluşumunda kusurun ..."a ait olduğunu, manevi tazminat istemlerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, merhumun tamamen kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile 1.000 TL nin(davalılardan .... Poliçesindeki limit ile sınırlı ve faizden dava tarihi olan 25/03/2010 tarihinden itibaren sorumlu olmak, diğer davalıların ise faizden olay tarihi olan 17/11/2009 tarihinden itibaren sorumlu olmak üzere) işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."e ödenmesine, davacının maddi tazminattan fazlaya ilişkin 23.701,57 TL"lik talep ve dava hakkının saklı tutulmasına, manevi tazminat yönünden .... hakkındaki manevi tazminat talebinin reddine,diğer davalılar hakkındaki manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacılar; ... için 10.000 TL, ... için 3.000 TL İkbal için 3.000 TL, ... için 3.000 TL, ... için 3.000 TL olmak üzere toplam 22.000 TL manevi tazminatın da olay tarihi olan 17/11/2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi haricindeki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen davacılara ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalılar ... vekili, ... ve Tic AŞ ile ... vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılar ... ve davalı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davalı ... . ve Tic AŞ vekilinin husumete(işletenliğe) ilişkin temyiz itirazları yönünden;
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı "işleten"i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin
gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, kaza tarihi 17/11/2009 olup, 06/12/2006 tarihli adi yazılı kira sözleşmesine göre davalı .... ve Tic A.Ş"nin maliki olduğu ve dava konusu kazaya karışan araç 36 aylığına dava dışı ... Denizcilik ve Nak A.Ş. tarafından kiralanmış olup 01.01.2009 tarihli ek protokol ile araç kiralama sözleşmesi kiracı sıfatı ile davalılardan ..."ye devredilmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurularak, bahsi geçen adi yazılı kira sözleşmesine ve ek protokole göre davalı araç maliki ... . ve Tic A.Ş"nin aracını davalı ..."ye kiraladığına göre, tanzim edilen adi yazılı kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın gerçekten kiracıya teslim edilip edilmediği, sözleşme süresinin bitiminden önce sözleşmenin feshedilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı,
kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ... ve Tic A.Ş"nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre davalı .... . ve Tic A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve davalı ... vekillerinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı .... ve Tic A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve Tic A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 537,33 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."den alınmasına 31.1.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.