22. Hukuk Dairesi 2016/908 E. , 2018/25535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile prim, yiyecek yardımı, giyecek yardımı ile masraf alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davalı işverenin iş sözleşmesini fesihte haklı olup olmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi, davalı işverence 24/05/2013 tarihli bildirim ile haklı sebepler bulunduğu iddiasıyla feshedilmiştir. Mahkemece, mesaiye geç başlama ve erken terketme şeklindeki davranışın, haklı sebep değil, geçerli sebep niteliğinde olduğu gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazandığı kabul edilmiştir. Ne var ki, fesih bildiriminde ileri sürülen fesih sebepleri sadece mesai saatlerine uymama ile sınırlı değildir. Mahkemece, fesih bildiriminde ileri sürülen diğer fesih sebepleri hakkında karar gerekçesinde bir değerlendirmeye yer verilmemesi, gerek Anayasa’nın 141. maddesine, gerekse de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesine aykırıdır.
3-Yiyecek yardımı alacağı bakımından, kök bilirkişi raporunda, “22 x 12,00 TL” şeklindeki işlem sonucu, 264,00 TL olmasına rağmen, hesap hatası yapılarak 274,00 TL belirlenmiştir. Ek bilirkişi raporunda, çarpım hatası düzeltilmiş ise de, Mahkemece 274,00 TL’nin hüküm altına alınması suretiyle, kök bilirkişi raporundaki işlem hatasının hükme sirayet ettirilmesi hatalı olmuştur. Anılan sebeple, “22 x 12,00 TL” şeklindeki işlem sonucunun 264,00 TL olduğu gözönüne alınarak, bu tutar hüküm altına alınmalıdır.
4-Prim alacağı bakımından, dava dilekçesi ekinde sunulan prime ilişkin listelerin üzerinde işverenlik yetkilisinin imzası yok ise de, davalı vekilince, prim alacağına ilişkin sunulan belgelerin gerçeğe uygun olmadığına yönelik olarak, yargılama esnasında açık bir itiraz ileri sürülmediği, ayrıca davacı tanığının da söz konusu belgeler içeriği ile uyumlu beyanda bulunduğu gözetildiğinde, Mahkemece brüt 3.600,00 TL prim alacağına hükmedilmesi isabetlidir.
Masraf alacağı bakımından ise, davacı vekili, 27/11/2014 havale tarihli beyan dilekçesi ekinde üç sayfadan ibaret “masraf beyan formu” başlığıyla düzenlenmiş belgeleri dosyaya sunmuştur. Bu belgelerde işveren yetkilisinin imzası yoktur. Davalı vekili 03/12/2014 tarihli dilekçesinde, “masraf beyan formu” başlıklı belgelere açıkça itiraz ederek, bu belgelere itibar edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Davacı tarafça, “masraf beyan formu” başlıklı belgelerde gösterilen harcamalara ilişkin, fiş veya fatura gibi bir evrak sunulmamıştır. Davalı vekilinin açık itirazının bulunması ve ayrıca harcamalara ilişkin fiş veya fatura gibi bir evrak sunulmaması karşısında, masraf alacağının kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, masraf alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, net 557,00 TL tutarında kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.