Taraflar arasında görülen davada ... .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28/01/2016 tarih ve 2015/775-2016/50 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalının, müvekkilinden tahsil ettiği parayı iade etmediğinden aleyhine ... ... Eyalet Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nde alacak davası açtığını, açılan bu davaya ilişkin kararın 04/02/2013 tarihinde kesinleştiğini ve davalıya 28/01/2011 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ileri sürerek, anılan kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, yabancı mahkeme kararı tebliğinin posta yoluyla yapıldığı, diplomatik yoldan yapılan tebliğe yabancı mahkemece hukuken bir değer verilmediği, usulünce tebliğ edilmeyen kararın davalı şirket yönünden kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 29,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.