10. Hukuk Dairesi 2020/680 E. , 2021/5563 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/769-2019/1695
İlk Derece
Mahkemesi : ... 12. İş Mahkemesi
No : 2014/407-2018/11
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacı Kurum ve davalı ... Topt. Sitesi Yönetimi vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum ve davalı ... Topt. Sitesi Yönetimi vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı Kurum asıl ve birleşen davalarda 16.02.2008 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan cenaze masrafından oluşan kurum zararının davalılardan teselsülen tahsilini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalılar MTK Tekstil Organizasyon San. ve Tic. A.Ş. ve ... vekili, meydana gelen iş kazasında işverenin ... MTK Tekstil Site Yönetimi ve işveren vekilinin de site yönetimi yöneticisi olduğunu, asıl sorumluluğun ... MTK Site Yönetiminde olduğunu, müvekkili MTK Tekstil Organizasyon A.Ş.’nin olayla yegane ilgisinin inşa halindeki binaya gece vakti giren bekçi görevini yürüten müteveffanın girdiği binanın şirketin mülkiyetinde olması olduğunu, bunun dışında vefat eden işçi ile şirketin hiçbir istihdam ilişkisinin olmadığını, müvekkili şirketin yapı maliki olması dışında olayda bir dahilinin bulunmaması ve meydana gelen iş kazası ile illiyet bağının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Toptancılar Sitesi Yönetimi vekili, dava dilekçelerinden de açıkça görüleceği üzere davacı Kurumun kendi kayıtları, Ceza Mahkemesi kararı ve bir çok bilirkişi raporuna istinaden kazanın oluşumunda işçi...’ın ve inşaatın sahibi diğer davalı ...Ş.’nin kusurlu olduğunu görerek davayı davalı şirket ve yetkilisi aleyhine ikame ettiğini, ancak ... 4. İş Mahkemesinin 2008/582 Esas sayılı dosyasında görülen tazminat davasının, dosya içerisindeki iki bilirkişi raporuna tüm delil ve belgelerle Yasa ve Yargıtay kararlarına açıkça aykırı olarak diğer davalı şirket ile birlikte müvekkili Site Yönetiminin sorumlu olduğu yönündeki kararı nedeniyle eldeki davayı açtığını, davacı Kurumun dayandığı ... 4. İş Mahkemesinin 31.03.2014 tarihli kararının Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2014/14320 Esas sayılı kararı ile bozulduğunu, 16.02.2008 tarihinde...’ın vefatı ile sonuçlanan kazanın güvenlik görevlisi olan işçinin görev alanı dışında ve müvekkili Site sınırları dışında diğer davalıya ait taşınmazda meydana geldiğini ve kazanın meydana gelişinde müvekkili Site Yönetiminin hiç bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda "Davacının Mahkememiz bu dosyası ve Mahkememiz dosyası ile birleşen ... 14. İş Mahk. 2014/421 esas sayılı dosyasındaki davasının taleple bağlı kalınarak kabulüne;
44.925,20 TL ilk PSD gelirin 28/04/2010 onay tarihinden, 98,97TL Cenaze giderinin 14/04/2008 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (toplam 45.024,17 TL kurum zararının) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine;
Fazlaya ilişkin taleplerin saklı tutulmasına," karar verilmiştir.
B- BAM KARARI
“Tüm dosya kapsamı karşısında, yargılama aşamasında hazırlanarak hükme dayanak kılınan ve kazanın meydana gelmesinde sigortalının %30, davalı ... Tekstil Org. A.Ş."nin %30, şirket yönetim kurulu başkan ve yetkilisi ..."nun %10, davalı ..."nin %30 oranında kusurlu oldukları tespitinde bulunan 10.01.2017 tarihli kusura ilişkin bilirkişi kurulu raporunun oluşa uygun, yargısal denetime elverişli, somut veri ve gerekçelere dayalı, yöntemince düzenlendiği değerlendirilmiştir. ... 4. İş Mahkemesinin 2014/649 Esas 2017/33 Karar sayılı tazminat dosyasında da bu kusur oranlarının esas alınarak hüküm kurulmakla birlikte bozma ilamı sonrasında kurulan bu hükmün usulî kazanılmış hak gözetilerek davalıların %40 kusur oranına göre değerlendirildiği ve kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2018/1023 Esas, 2019/1083 Karar sayılı ilamı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tazminat dosyasındaki kusur oranlarının bu davada taraf olarak yer almayan davacı SGK Başkanlığı yönünden bağlayıcı olmadığı şüphesizdir. Her ne kadar davalı Site Yönetimi kazanın meydana geldiği otel inşaatının yönetim planı dahilinde olmayıp ayrı parselde yer aldığını , kusursuz olduklarını ileri sürmekte ise de; ... 4. İş Mahkemesinde görülüp karara bağlanan tazminat dosyasında da Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ceza davasında kesinleşen olgular ve otel inşaatının kazalının görev alanında olduğunu belirten tanık anlatımları esas alınarak hazırlanan üç ayrı bilirkişi heyeti raporu ile ayrıca SGK Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı 19.02.2010 tarih ve 93466/İNC/3 sayılı raporunda Site Yönetimine kusur izafe edildiği, sitenin güvenlik hizmetlerinin davalı ... tarafından yürütüldüğü, müteveffa sigortalının site yönetiminin çalışanı olduğu, kazanın meydana geldiği otel inşaatı görev alanı dışında olsa dahi işverenin çalışanların görev alanı dışına çıkmalarını önlemediği, yarım kalmış ve atıl durumdaki otel inşaatına sitenin güvenliği için tehlike arz eden kötü amaçlı kişilerin girmesini ve barınmasını önleyecek şekilde çalışma alanlarında gerekli güvenlik tedbirlerinin alınıp alınmadığını denetlemediği ve tedbirlerin alınmasını sağlamadığı gözetildiğinde kusurlu olduğu yönündeki 10.01.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki tespitin yerinde olduğu belirgindir.
İş kazasının oluşunda kusurlu olduğu belirlenen davalı işveren ve diğer davalılar 506 sayılı Yasa’nın 26/1. ve 2. fıkrası gereğince Kurum zararını tazminle sorumlu bulunduklarından, %70 kusura göre belirlenen kurum zararının talep edilen 45.024,17 TL"lik kısmı hüküm altına alınmakla ve teselsül hükümlerine göre açılan davada birleşen dosya ile birlikte hüküm kurulmakla, Mahkeme kararının yerinde olduğu belirgindir.” gerekçesi ile istanaf başvurularının esastan reddine dair oyçokluğu ile karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Kurum vekili, sigortalıya kusur izafesinin haksız olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
Davalı ... vekili, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, sigortalının yanında gerekli tüm koruyucu malzemeler olup, eğitim ve talimatların verildiğini, ceza davasında kusuru olmadığına dair maddi olgunun kesinleştiğini, sigortalının kendisine verilen talimata aykırı olarak sorumluluk alanı dışındaki otel inşaatına girdiğini, davalının tapulu milkü davalı şirkete ait olan otel inşaatının güvenliğini sağlamasının beklenemeyeceğinden bahisle kararı temyiz etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı Kurum, 16.02.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeni ile vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan masraflar nedeni ile oluşan kurum zararının tahsili istemli eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, davalı şirketin %30, davalı ...’ın 10, davalı site yönetiminin %30, sigortalının %30 kusurlu olduğundan bahisle, açılan davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar eksik incelemeye dayalıdır.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Kanunun 26, 5510 sayılı Kanunun, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Buna göre; işverenin ve üçüncü kişilerin iş kazasındaki kasıt veya kusurunun tespiti amacıyla; iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerekir.
Bu kapsamda; 6331 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılan ancak zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 77’nci maddesi uyarınca, işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Anılan madde ile, işverenlere, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramından kapsamlı olarak, her türlü önlemi almak yanında, bir anlamda objektif özen yükümlülüğü de öngörülmektedir. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul edilemez.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Dünya Sağlık Örgütü"nün (WHO) ortak Komisyonunda işçi sağlığının esasları: Bütün işkollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak; çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek; her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak; özet olarak işin işçiye ve işçinin işe uyumunu sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek temel sorumluluktur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2006 gün ve E: 2006/10-696, K: 2006/704 sayılı kararı).
Dosya kapsamına göre, davacılar murisi kazalının davalı site yönetiminde güvenlik görevlisi olarak çalışırken mülkiyeti diğer davalı şirkete ait otel inşaatında yüksekten düşme neticesinde vefat ettiği, site müdürünce imzalı 02.07.2007 tarihli talimat ile kazanın meydana geldiği inşaat alanının görev alanı dışında olduğunun belirtildiği, kurum teftiş raporları ve ceza davasında alınan bir kısım beyanlarda kazanın meydana geldiği otel inşaatının da kendi görev alanları içerisinde olduğunun açıklandığı, yine kaza anında vardiya grup amirliği yapan İsmail Bozdoğan"ın iş kazası tahkikatı sırasında iş müfettişlerine verdiği ifadesinde özetle “arada sırada ama gündüz vardiyalarında ve en az iki çalışan tarafından kötü amaçlı kişilerin bulunup bulunmadığının tespiti için kazanın meydana geldiği inşaat alanının kontrol edildiğinin” belirtildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, site müdürünce imzalı 02.07.2007 tarihli nöbet talimatına dair yazı içeriğine yönelik iş kazası tarihinde çalışan bordro tanıklarının beyanlarına başvurularak, talimattan güvenlik görevlilerinin haberdar olup olmadıkları, talimatın tebliğ edilip edilmediği, iş kazası tarihinde güvenlik görevlilerinin sorumluluk alanı ve kapsamı, çalışma şartlarına dair ayrıntılı araştırma yapılmalı, buna göre davalıların kusur oran ve aidiyetlerinin tartışıldığı konuda uzman bilirkişi heyetinden yeniden bilirkişi raporu alınmalı, oluşması halinde çelişki giderilmeli ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... Topt. Sitesi Yönetimi vekillerinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan MTK Topt. Sitesi Yönetimine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.