11. Hukuk Dairesi 2015/15459 E. , 2016/5654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.06.2015 tarih ve 2014/260-2015/273 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ciro yoluyla hamili olduğu çekin bankaya ibrazında keşide imzasında tereddüt doğduğundan tarafına ödeme yapılmadığını, hesapta bulunan bakiyenin kısmen ödenmediği gibi bankanın sorumlu olduğu yaprak başına çek tazminatını da ödemediğini ileri sürerek yaptığı masrafların çek bedelinin ve 10.000 TL manevi tazminatın toplam 37.195 TL"nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkilinin çekin geçerliliği ile ilgili denetim görevi olduğunu, başka bir şubeye ibraz edilen çekin keşideci imzasını denetlenmesi için ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı keşidecinin hesap hareketlerinde yapılan incelemede ibraz tarihinde davacının hesabında çek bedelinin ödemeye yetecek meblağ olmadığı, olan meblağın da bloke edildiği, davalı bankanın imza incelemesi yetkisinin sınırsız olmadığı, çek üzerindeki imza ile keşidecinin imza sirküsündeki imzanın birbirine benzediği, ilk bakışta fark edilebilebilecek bir farklılık olmadığı düşüncesiyle bankanın karşılıksızdır şerhi koyarak çek tazminatını davacıya ödemesi gerektiği, hesapta yeterli karşılık olmadığından fazlaya ilişkin talepten sorumlu olamayacağı, kambiyo hukukundan doğan yükümlülüğünün hesap sahibi bankanın yerine getirmemesinin başlı başına bir manevi zarar oluşturmayacağı gerekçesiyle davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.045,00 TL alacağın çekin ibraz tarihi olan 20.02.2013"den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat davasının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- HUMK’nin 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL’yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 02.06.2015 tarihi itibariyle 2.080,00 TL"dir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada kabul edilen miktar 1.045,TL olup, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından davalılar vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz isteminin HUMK’nin 432/4. maddesi hükmü uyarınca REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.