16. Hukuk Dairesi 2015/3988 E. , 2016/6350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 303 ila 319; 323 ila 332; 335, 339 ila 355, 357, 358, 364, 368, 369 ila 376; 377, 378 ila 382; 386, 387, 389 ila 392; 394 ila 400; 476 ila 479; 482, 483, 486 ila 490; 492 ila 496; 500 ila 519; 521,522, 527, 546 ila 549; 551, 553 ila 557; 560 ila 568; 571 ila 575; 580, 581, 584, 585, 589 ila 591; 593, 594, 596, 597, 599 ila 604; 607 ila 615, 618, 619, 620, 622, 623, 625, 626, 631 ila 635; 637 ila 639; 641, 642, 643, 645 ila 652 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlardan 378, 387, 391 ve 399 sayılı parseller devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeni ile ham toprak vasfıyla davalı adına, 574 ve 626 sayılı parseller tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, diğer parseller ise irsen intikal, satın alma, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleriyle davalı şahıslar adına tespit edilmiştir. İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacı ... ve arkadaşları, irsen intikal ve murisleri adına kayıtlı Haziran 1341 tarihli tapu kaydına dayanarak tüm parseller hakkında; davacı ...; 371, 377, 483, 551, 556, 596 ve 610 parseller hakkında taşınmazların murisinden intikal ile kendisine ait olup eşi davalı ..."ün kendisi adına kullandığı, ... adına yapılan tespitin doğru olmadığı iddiasına, davacı (davalı) ..., 490 sayılı parselin sadece kendisine ait olduğu, annesi ve kardeşlerinin hakkı bulunmadığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacıların davasının reddine ve dava konusu parsellerin tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hükmün, davacılar ... mirasçısı ..., ..., ... ve ... mirasçıları ..., ... mirasçısı ..., ... ve ... vekili, davacı ... mirasçıları vekili, ... mirasçısı ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 22.05.2008 tarih 2007/3857- 2008/2239 sayılı ilamı ile davacı ... mirasçıları ile davacı (davalı) ... mirasçısı ..."ın temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiş; onama kararına karşı davacı ... mirasçıları vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dairemizce kararı süresi içerisinde temyiz ettikleri halde talepleri hakkında temyiz incelemesi yapılmayan bir kısım davacılar yönünden temyiz incelemesi, diğer davacı Şernaz mirasçıları yönünden ise yapılan karar düzeltme incelemesi sonunda;
1- Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin onama ilamında belirtilmemiş olsa da dosyada mevcut 28.09.2007 tarihli tutanak ile duruşma için gerekli pul yatırılmadığından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmadığı anlaşılmış olmakla müdahil davacı ... mirasçılarının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE,
2- Davacı ... ve ... mirasçılarının temyiz inceleme istemlerinin duruşma giderlerinin eksikliği nedeniyle duruşmasız olarak dosya üzerinden yapılan incelemesine gelince;
Mahkemece davacıların dayandığı tapu kayıtlarının dava konusu parsellere uymadığı, davalı tespit maliklerinin kadastro tespitine kadar 20 yılı aşkın süre ile zilyet bulundukları ve lehlerine kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamı ve hukuki değeri konusunda yapılan inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı ... ve arkadaşları kök murisleri adına kayıtlı bulunan Haziran 341 tarih ve 13, 14, 15 ve 16 sıra numaralı ve gayri sabit hudutlu tapu kayıtlarına dayanmışlardır. Keşif sonucu ibraz edilen fen bilirkişi, tapu kayıtlarında okunan hudutları raporlara ek olarak pafta üzerinde göstermemiştir. Tapu kayıtlarında isimli yol olarak geçen "..." ve "... (...) nin tam olarak nereden geçtiği, taşınmazları kapsayıp kapsamadığı anlaşılamamaktadır. İsimli yolların tespiti için askeri haritalar ve eski tarihli memleket haritaları, komşu parsellerin dayanağı kayıtlardan faydalanılmadığı gibi çekişmeli 574, 626 sayılı parsellere uygulanan tapu kayıtları ile diğer parsellere uygulanan vergi kayıtları getirtilip uygulanmamış, kapsamları belirlenmemiş ve davacı tapularında geçen hudutların tespitinde faydalanılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca varılabilmesi için davacıların dayandığı T.evvel 324 tarihli tapulardan tedavül eden Haziran 341 tarih ve 13, 14, 15 ve 16 sıra numaralı tapu kayıtlarındaki hudutlarında geçen isimli yolların tespiti için en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları, taşınmazlara ve komşu parsellere uygulanan tüm kayıtlar getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ziraat ve harita mühendisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte yerel bilirkişiler yardımı ile ve fen bilirkişi eli ile davacıların dayandıkları tapu kayıtları ve 574, 626 parsellere revizyon gören tapu kayıtları zemine uygulanarak gösterilen tüm sınırlar fen bilirkişi haritasında işaret ettirilmeli; bilinmeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı tanınmalı, tapu kayıtlarındaki sınırların özellikle isimli yolların (... ve ... ) tespit için askeri haritalar ve eski tarihli memleket haritaları üzerinde inceleme yapılarak komşu parsel ve nizalı parsel kayıtlarından da yararlanılarak yolların tam olarak nereden geçtikleri, taşınmazları kapsamına alıp almadıkları tespit edilmeli, tapu kayıtlarının son tedavülündeki sınırların zeminde bulunup bulunmadığı ve davacıların dayandığı tapu kayıtlarının kapsamının neresi olduğu kesin olarak araştırılıp saptanmalıdır. Davacı tapu kayıtlarındaki "tarik", "cebel", "büyük darman" hudutların gayrisabit hudutlu olması nedeniyle tapu kayıtlarının miktarı ile geçerli bulundukları düşünülmelidir. Yapılan uygulama sonunda davacıların dayandığı Haziran 1341 tarihli tapu kayıtlarının kapsamında kalan dava konusu parseller yönünden tespitin yapıldığı 1972 tarihi itibariyle tapu kayıtlarında ismi geçen maliklerin ölüm tarihleri tespit edilerek davalılar lehine hukuki değerini yitirip yitirmediği tartışılıp değerlendirilmeli, sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Ayrıca, 339, 357 ve 477 sayılı parseller dava konusu edildiği, tutanak asılları da dosyada bulunduğu ve mahkemece de bu parseller hakkında araştırma ve inceleme yapıldığı halde bu parseller hakkında tescil hükmü kurulmayarak sicilin açık bırakılması da doğru olmayıp, ... adına tespit edilen parsellere karşı açılan davada 377 sayılı parsel hakkında hüküm kurulmuş ise de 377 sayılı parselin ... adına kesinleşerek tescil edildiği göz önüne alındığında esasen dava konusunun davalı ... adına tespit edilen 477 sayılı parsel olabileceği de düşünülerek; hakkında hüküm kurulmayan 477, 339, 357 sayılı parseller hakkında sicil oluşturulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz davacı ... ve ..."nın bir kısım mirasçıları vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.