12. Ceza Dairesi 2015/2650 E. , 2016/1840 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları veya kullandıkları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen “maliklere tebliğ” usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete"de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, şerhin varlığına veya tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu"nun 11/12/1986 tarih ve 2753 sayılı kararı ile tescilli 1. derece doğal sit alanı içerisindeki suça konu taşınmazın, 10/05/2000 tarihi itibariyle sanığın mülkiyetinde bulunduğu, sit tescilinin mahallinde ilanına ilişkin herhangi bir bilgi - belgeye ulaşılamamış ise de, taşınmaz üzerinde büfe ve market işletmeciliği ile ilgili olarak ... Özel Çevre Koruma Müdürlüğünce sanığa hitaben yazılan 21/11/2005 tarihli yazıda, talep konusu taşınmazın 1. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının açıkça belirtilmesi, sanığın da soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerine verdiği ifadede, kendisine ait taşınmazın doğal sit alanında bulunduğunu beyan etmesi karşısında, sanık tarafından bölgenin niteliğine vakıf olunduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakla;
Suça konu taşınmaza ilişkin olarak ... İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü ile ..."nde mevcut tüm bilgi, belge ve fotoğraflar getirtilip, olay yerinde keşif yapılarak, sanığa ait taşınmazın 1. derece doğal sit sınırları içerisinde kalıp kalmadığının, taşınmaz üzerinde hangi müdahalelerin gerçekleştirildiğinin, Yerkesik Belediyesi Fen ve İmar İşleri Müdürlüğünce 27/04/1998 tarihli inşaat durdurma zaptının düzenlenmesinden sonra taşınmaza herhangi bir müdahalede bulunulup bulunulmadığının, varlığı saptanan yapılaşmalar ile ilave imalatların niteliklerinin, kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları, karbonlaşma ve paslanma gibi teknik veriler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek yapılış zamanlarının tereddütsüz şekilde belirlenmesi, böylece suçun unsurları bütünüyle ortaya konulduktan sonra ulaşılacak kanaate göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve 6498 sayılı Kanun değişikliğine yönelik hatalı değerlendirme ile beraate dair hüküm tesisi kanuna aykırı,
2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “2011 yılı” şeklinde gösterilmesi,
İsabetsiz olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.