12. Ceza Dairesi 2014/20003 E. , 2016/1833 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 12 - 2014/89199
Mahkemesi : İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 10/04/2012
Numarası : 2010/216 - 2012/581
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan hükümlünün mahkumiyetine ilişkin hüküm, hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümlü hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan açılan davada, duruşma gününü bildirir davetiyenin, “K...Sokak, S... Mahallesi, 5/.., B..., İstanbul” adresinde bizzat hükümlünün imzasına tebliğ edildiği, 24/05/2011 tarihli ikinci duruşmaya gelen hükümlü tarafından adrese ilişkin beyanda bulunulurken, “K...Sokak, S... Mahallesi, 6/..., B..., İstanbul” adresinin ikamet adresi olarak verildiği, 10/04/2012 tarihli son celsede davanın hükümlünün yokluğunda karara bağlandığı, hükümlüye gerekçeli karar tebliği için öncelikle savunması alınırken verdiği adrese tebligat çıkartıldığı, ancak, “S... Mahallesinde, K... Sokakta, No : ... boş bina olduğu için tebliğ sağlanamamıştır. Çıkış mercine iade” notu ile birlikte tebliğ evrakının iade edildiği, bunun üzerine, nüfus kaydında yazılı mernis adresi olan “S... Mahallesi, K... Sokak, No : ..., İç kapı no :..., B...., İstanbul” adresinde gerekçeli kararın hükümlüye tebliğ edilmek istendiği, tebliğ evrakına, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre uygulama yapıldığı şerh düşülmek suretiyle 05/10/2012 tarihinde tebliğ işleminin gerçekleştirildiği, gerek hükümlü gerekse katılan vekili tarafından süresi içerisinde temyiz isteminde bulunulmaması nedeniyle, 10/04/2012 tarihli kararın, 16/10/2012 tarihinde kesinleştirilerek infaza verildiği, 07/09/2012 tarihli vekaletname ile hükümlünün kendisine bir müdafii seçerek, gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğunu, hayatı boyunca ikamet etmediği bir adrese tebligat çıkartıldığını, bu nedenle temyiz hakkını kullanamadığını, müdafii tarafından ibraz olunan 16/04/2013 tarihli dilekçe ile mahkemeye bildirdiği, bununla birlikte, sözü edilen 07/09/2012 tarihli vekaletnamede dahi, “S...Mahallesi, K.... Sokak, 4/..., B..., İstanbul” adresinin hükümlünün adresi olarak gösterildiği;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine göre tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilmek suretiyle tebligatın bu adrese yapılması gerektiği, aynı Kanunun 21/2. maddesine göre de, gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun, tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı;
Bu kapsamda yapılan değerlendirmede, ilk önce, hükümlünün savunması alınırken verdiği adrese tebligat çıkartıldığı, tebliğ evrakının iadesi üzerine bu kez mernis adresinde, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre gerekçeli kararın tebliğ edildiği, yukarıda açıklanan kanun maddelerine uygun olarak yapılan tebliğ işleminden sonra, süresi içerisinde temyiz isteminde bulunulmaması nedeniyle, hükümlü hakkındaki 10/04/2012 tarihli ilamın usulünce kesinleştirildiği anlaşılmakla; hükümlü müdafinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE, 11/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.