17. Ceza Dairesi 2015/9038 E. , 2016/1564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suç tarihinde müştekinin giriş katında bulunan evinden pencerenin de açık olmasından faydalanılarak cep telefonunun camın önünde bulunan masadan çalındığı ve kayıtlara göre sanık tarafından bir ay süre ile kullanıldığı, sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmediği ve suça konu çalmadığı yönündeki savunmasının aksine delil bulunmaması karşısında, sanığın eyleminin TCK"nın 165. maddesinde tanımlanan suç eşyasını satın alma veya kullanma suçuna uyduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgı ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 11.02.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Müşteki ifadelerinde, cep telefonunun 03.08.2008 günü saat 13.00 ile 16.00 saatleri arasında kaybolduğunu söylemesine rağmen, alınan görüşme kayıtlarından, bahse konu telefonla aynı gün saat 02.00 ve 18.45"te sanığa ait hatla görüşme yapıldığı anlaşılmaktadır. Sanığın hırsızlık suçunu işlediğinin sabit görülmesi ya da işleyip işlemediğinin
anlaşılabilmesi için muhakkak bu çelişkili duruma açıklık getirilmesi, bu hususta müştekinin beyanının alınması gerekmektedir. Hükmün bu sebepten eksik soruşturmadan dolayı bozulması gerekirken eylemin TCK"nın 165. maddesindeki suçu oluşturduğundan bahisle bozma kararı veren sayın çoğunluğun bu görüşü yerinde değildir. Kabule göre de; sanığın suçlamayı kabul etmediği, suça konu telefonu çalmadığı yönündeki savunmasının aksi sabit olmadığından, eyleminin suç eşyasını kullanmak suçunu oluşturduğu neticesine varılmıştır. Sanık savunmalarında telefonu yolda kaldırımın kenarında bulduğunu, telefonu bulduktan 3-4 saat sonra kullanmaya başladığını söylemiştir. İki sebepten dolayı bu suç TCK"nın 165. maddesi kapsamında değerlendirilemez.
A)Sanığın bu madde kapsamında tanımlanan suç eşyasını kabul etme suçundan sorumlu tutulabilmesi için ön koşul, gerek malvarlığına karşı işlenen suçlar, gerekse rüşvet, zimmet, irtikap, sahtecilik gibi suçların işlenmesi neticesinde elde edilen bir eşyanın satın alınması veyahut kabul edilmesi halinin mevcut olmasıdır. Sanık telefonu yolda bulmuşsa bunun suç konusu olduğunu bilerek alıp kullandığını peşin olarak kabul etmek doğru değildir. Zira sayın çoğunluk sanığın savunmasına esas alarak bu karara varmıştır. Telefonun suç konusu olduğunu bilerek, yani kasten veya olası kasıtla alınıp kullanıldığı kanaatine varılabilmesi için buna dair delillerin mevcut olması gerekir. Oysa dosyada bu konuda bir kanıt yoktur. Telefon düşürülmüşte olabilir. Kısacası, eğer sanığın savunması esas alınacaksa, ona yüklenecek suç, TCK"nın 160. maddesinde tanımlanan kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf suçudur.
B)Mahkeme tarafından belirtildiği gibi, olaydan kısa bir süre sonra sanığın hattı ile müştekiye ait telefonu kullandığı ve kullanmadan üç-dört saat öncede telefonun kendisinde olduğu, olay tarihinde sanık ile müştekinin aynı mahallede oturdukları anlaşıldığından ve sanığın savcılık ifadesinde telefon bozulduğu için mahkemede ise kendiliğinden kapanınca telefoncuya gittiğini, telefoncunun çalıntı olduğunu söyleyince attığını söylediğinden yani beyanları çelişkili olduğundan, toplanan kanıtlar itibariyle sanığın hırsızlık suçunu işlediği saat sabit olduğundan, sanığın eyleminin TCK"nın 165. maddesindeki suça uyduğuna dair çoğunluğun görüşüne açıkladığım nedenlerden dolayı iştirak etmiyorum.