20. Hukuk Dairesi 2015/10088 E. , 2016/11169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında davaya konu... köyü 153 Ada 253 parsel nolu 42.622,69 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 07/06/2007 ila 06/07/2007 tarihleri arasında ilan edilerek tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiş ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
Davacı vekilinin 21/03/2012 tarihli dava dilekçesi ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak müvekkili adına tescili istemi ile dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 23.914,01 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline; taşınmazda (B) harfi ile gösterilen 18.708,69 m2 "lik kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanununun 18. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz tarla niteliği ile Hazine adına tespit görmüştür.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın davacıya murisi Mehmet Alboğa’dan intikal ettiği iddia edilmiş ve keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişisi de davacıdan önce çekişmeli taşınmazın davacının murisi ..."ya ait olduğunu ve davacıya satıldığını beyan etmiş oldukları halde bu hususlarda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Murisin ölüm tarihine göre, terekesi iştirak halinde mülkiyete tabi bulunduğundan, geçerli bir satış ve taksimin kanıtlanamaması karşısında ve başka mirasçıların da bulunması olasılığı göz önüne alınarak, davacının tek başına dava açamayacağı düşünülmelidir. Bu durumda; davacıya veraset belgesi ibrazı için önel verilmesi, başka mirasçısı varsa davaya dahil ettirilmesi veya miras şirketine mümessil tayin ettirilerek, uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Değinilen husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir.
Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede daha önce ... kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılmamıştır. Bu yerde ... kadastrosu yapılmışsa, kural olarak: bir yerin ... olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de o yerde köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak ... kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Çünkü, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle; 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen tahdit harita ve tutanakları sınır dışında kalan taşınmazların ... niteliğini ve hukuki durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazların ... olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar ile 05.11.2003 gün 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iade koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile kadastro tespitinin yapıldığı yıldan 15 - 20 yıl öncesine ait en az iki memleket haritası ile bu memleket haritalarının yapımına esas hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip dosya içerisine alındıktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve ... Bakanlığı (... ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek ... mühendisleri arasından seçilecek üç ... mühendisi, bir fen elemanı ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte memleket ve hava fotoğraflı haritalar üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının streoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmazın niteliği, bitki örtüsü ve kullanım durumu belirlenmeli ve bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır. Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve
ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/11/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.