11. Hukuk Dairesi 2014/13273 E. , 2015/45 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/04/2014 tarih ve 2013/136-2014/68 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin hisselerini satın aldığını, şirketin bir hissesinin değerinin aşırı bir düşüş sergilediğini, davalıların yönetim kurullarının kötüniyetli haksız kazanç aktarımları ve menfaat teminleri nedeniyle bu sonucun ortaya çıktığını, ayrıca yapılan resmi açıklamalarla yatırımcıların aldatıldığını ve hisselerle ilgili karar verme yetkilerinin tesir altına alındığını, hisse satışı ve sermaye artırımı konusunda usulsüzlükler yapıldığını, 6102 sayılı TTK"nın 371/5. maddesine göre temsile veya yönetime yetkili olanların, görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirketin sorumlu olduğunu, davalı derneğin de davalı şirketin hakim ortağı olduğunu, yönetim kurulunu seçecek güçte bulunduğunu, müvekkilini zarara uğratan fiillerin bir kısmının dernek eliyle meydana geldiğini ileri sürerek, gerçek zarar ve tazminat tutarı belirlenerek şimdilik 5.000 TL"nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, husumet, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, şirket ortağının zarar gördüğünden bahisle şirkete değil, şirkete ödenmesi kaydıyla özensiz ve basiretsiz yönetim iddiasına dayalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğu kapsamında şirket yönetim ve denetim kurulu üyelerine karşı talepte bulunması gerektiği, şirket yöneticilerinin işlem, eylem ve haksız fiillerinden şirketin doğrudan doğruya sorumluluğu 3. şahıslar nezdinde tartışılabilir ise de, somut olayda davacının 3. kişi olmayıp hisse senedi nedeniyle paydaş sıfatına sahip olduğu, dolayısıyla somut olayda davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.