Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin kusur oranlarının dağılımına ilişkin temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma gelmesi nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir. Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45. maddesinde sürekli iş göremezlik gelirinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan soruşturma sonucunda olayın iş kazası olarak kabul edildiği, ancak davacının Sosyal Güvenlik Kurumunca sürekli iş göremezlik oranının belirlenerek gelir bağlanması için müracaatta bulunmaması nedeniyle Kurumca bir işlem yapılmadığı, Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Dairesi Başkanlığından talep edilmesi üzerine " Kurumu bağlamamak" kaydıyla ilgili Daire tarafından oranın %12 olduğunun mahkemeye bildirildiği ve Kurumca halen gelir bağlanma işleminin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacıya sürekli iş göremezlik oranını belirlenmesi ve süreli iş göremezlik geliri bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumunca müracaatta bulunmak üzere önel vermek, Kurumca bu işlemlerin yapılmasından sonra davacıya bağlanan gelirin hüküm tarihine en yakın tarihteki en son peşin sermaye değerini sormak, hüküm tarihindeki veriler gözetilerek davacının maddi zararını yeniden hesaplatmak, hesaplanan bu miktardan bağlanan gelirin en son peşin sermaye değerini düşmek suretiyle karşılanmayan maddi zarar miktarını tespit ederek davacının 11.3.2008 tarihli kararı temyiz etmediği de gözetmek suretiyle maddi tazminat konusunda çıkacak sonuca göre, manevi tazminat konusunda Kurumca belirlenecek sürekli iş göremezlik oranına göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına, bozma nedenine göre davalı vekilinin manevi tazminatın miktarına ve maddi tazminatın hesabına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.