17. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/505 Karar No: 2010/765 Karar Tarihi: 04.02.2010
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/505 Esas 2010/765 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2010/505 E. , 2010/765 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (üçüncü kişi) vekili, ... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyasında yazılan talimat uyarınca, ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/396 Talimat sayılı dosyasında yapılan 11.09.2008 günlü haczin, ödeme emri tebligatının üçüncü kişi tarafından borçlu adına alındığı adreste yapıldığını ve haciz sırasında borçluya ait kartvizitlerin bulunduğunu, mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğunu belirterek istihkak iddiasının reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı (üçüncü kişi ve borçlu) usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadıkları gibi cevap da vermemişlerdir. Mahkemece toplanan delillere göre; “takibin ertelenmesi ve İİK’nun 99. maddesi gereğince dava açma külfetinin alacaklıya ait olduğu yönünde verilen Mahkeme kararının tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süresi içinde davanın açılmadığı” gerekçesi ile sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesi uyarınca açtığı “istihkak iddiasının reddi” davasıdır. Bu davalar da İİK’nun 97. maddesi kapsamında (takibin ertelenmesi kararının tebliğinden ya da dava açma yükümlülüğünü gösterir muhtıranın tebliğinden itibaren) 7 günlük yasal hak düşürücü süreye bağlıdır. Alacaklı vekilinin 16.09.2008 günü istihkak iddiasına itiraz ederek, bu konuda bir karar verilmesi istemi ile yaptığı başvuru icra memurluğu tarafından kabul edilip,talep gibi işlem yapılması tutanağa geçirilmiş, aynı gün takibin devamı ya da ertelenmesi yönünde karar verilmek üzere dosyanın icra mahkemesine gönderilmesi yönünde karar verilerek icra memuru tarafından imzalanmış, bundan sonra yine aynı gün (ayrı bir kararla) haczin İİK’nun 99. maddesine göre yapıldığı tutanağa geçirilip imzalanmış, 17.09.2008 günü birinci karar doğrultusunda dosya İcra Mahkemesi’ne gönderilmiştir.Bu iki işlemin de alacaklı vekilinin yüzüne karşı yapıldığı yönünde açık bir kayıt bulunmadığı gibi dava açma yükümlülüğünü gösteren muhtıra da kendisine tebliğ edilmemiştir. Takibin ertelenmesi yönünde verilen 26.09.2008 günlü karar ise sadece üçüncü kişiye tebliğ edilmiştir. Bu durumda icra dosyasındaki son işlem tarihi de dikkate alındığında, aksi kanıtlanamadığından, öğrenme tarihi itibarı ile davanın, yasal süresinde açıldığını kabul edip, işin esasına girerek delilerin toplanmasından sonra bir karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Öte yandan kabule göre de; henüz işin esasına girilmeden, süresinde açılmadığı belirtilip,sübut bulmayan davanın reddine şeklinde hüküm kurulması gerekçe ile çelişen bir durum yaratmaktadır. 2.Bozma neden ve şekline göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine ise bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ :Davacı (alacaklı) İş Bankası A.Ş. vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA,(2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 04.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.