Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5534
Karar No: 2016/11132

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/5534 Esas 2016/11132 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/5534 E.  ,  2016/11132 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü 106 ada 1 parsel sayılı 203 hektar 1940.36 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
    Davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ..., parselin farklı bölümlerinin atalarından kendilerine kalan ve halen kullandıkları tarım alanı olduğunu ileri sürerek dava açmışlar; dava dosyaları birleştirilmiştir.
    Mahkemece; 1) Davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne, 9787.01 m²"lik taşınmaz bölümüne ait tesbitin iptali ile tarla niteliğinde ... adına tapuya tesciline,
    2) Davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne, 10529.04 m²"lik taşınmaz bölümüne ait tesbitin iptali ile tarla niteliğinde ... adına tapuya tesciline,
    3) Davacı ... tarafından 2008/49 Esas sayılı dosyada açılan davanın kısmen kabulüne, bilirkişi krokisinde (A2) harfi ile gösterilen 2744.42 m²"lik taşınmaz bölümüne ait tesbitin iptali ile tarla niteliğinde ... adına tapuya tesciline, (A1) harfi ile gösterilen 3622.89 m² ve bilirkişi ek raporunda (C) harfi ile gösterilen 388.37 m²"lik yerlerle ilgili davanın reddine, tesbit gibi tesciline,
    4) Davacı ... tarafından 2008/50 Esas sayılı dosyada açılan davanın kısmen kabulüne, bilirkişi krokisinde (A2) harfi ile gösterilen 2744.42 m²"lik taşınmaz bölümüne ait tesbitin iptali ile tarla niteliğinde ... adına tapuya tesciline, (A1) harfi ile gösterilen 3622.89 m² ve bilirkişi ek raporunda (C) harfi ile gösterilen 388.37 m²"lik yerlerle ilgili davanın reddine, tesbit gibi tesciline,
    5) Davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne, 12571.55 m²"lik taşınmaz bölümüne ait tesbitin iptali ile tarla niteliğinde ... adına tapuya tesciline,
    6) Davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne, 5149.18 m²"lik taşınmaz bölümüne ait tesbitin iptali ile tarla niteliğinde ... adına tapuya tesciline,
    7) Davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne, 6358.43 m²"lik taşınmaz bölümüne ait tesbitin iptali ile tarla niteliğinde ... adına tapuya tesciline karar verilmiş hüküm davacı ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle dairece bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/03/2013 gün ve 2012/14683 E. - 2013/2336 K. sayılı kararında özetle: "1) Hazine ve Orman Yönetiminin temyizleri yönünden:
    Mahkemece taşınmazın bazı bölümlerinin orman sayılmayan yerler oldukları ve davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    Şöyle ki; orman bilirkişilerce taşınmazların eski tarihli belgelerdeki durumunun tesbiti açısından yapılan uygulama kanı uyandırıcı nitelikte değildir. Orman parselinin tamamına ait pafta üzerinde her bir davacının yeri ayrı ayrı gösterilmemiş, komşu parsel tutanakları ile dayanağı tapu ve vergi kayıtları getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünün ne olarak gösterdikleri denetlenmemiştir. Orman bilirkişilerinden alınan ek raporda davaya konu edilen yerler hava fotoğrafı üzerinde gösterilmişse de bu uygulamada davaya konu orman parselinin tamamı ve komşuları görülemediğinden denetlenememektedir. Davacılar tarafından, dava dilekçesinde tapu kaydına dayanılmış olmasına rağmen, mahkemece bu kayıtlar getirtilerek uygulanmamış, tapu kaydının bulunmaması ya da çekişmeli yere ait olmaması halinde zilyetlikle kazanma koşullarının ispatı açısından zilyetlik tanığı dinlenmemiş, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca araştırma yapılmamıştır.
    2) Davacı ..."nun temyizi yönünden:
    Bu kişinin davaya konu ettiği 186 ada 4 parsele bitişik ve fen bilirkişilerce (C) ile gösterilen 388.37 m²"lik taşınmaz bölümü yönünden tarım ve orman bilirkişi raporlarında bir açıklama bulunmamaktadır. Yine, bu kişi tarafından davaya konu edilen 3622.89 m² ve 388.37 m²"lik taşınmazlar hakkında hem 2008/49, hem de 2008/50 Esas sayılı dava dosyaları açısından hüküm kurulmuştur. Hükümden ve dosya kapsamından redde karar verilen yerlerin, dört ayrı taşınmaz bölümü mü olduğu, yoksa iki parça yer için iki kez mi hüküm kurulduğu ve ret kararı verilen (A1) harfli yere ilişkin hangi nedenle davanın reddine karar verdiği de anlaşılamamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, mahkemece davacıların her birinden ayrı ayrı sorularak dayanak tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, varsa bu kayıtların revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, yöreye ait en eski tarihli ve 1980 - 1990’lı yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz bölümleri ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu yerlerin öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; dayanak tapu kayıtları değişebilir sınırları içeriyorsa, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilmesi gerekip gerekmediği tartışılmalıdır.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı ve tapu kayıtlarının da çekişmeli yerlere uymadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir.
    Tapu kayıtlarının uymaması halinde davaya konu taşınmaz bölümlerinin her birinin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı niteliğin taşıyıp taşımadıkları üzerinde durulmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır." denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, esas davanın kabulüne, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (E) harfi ile gösterilen, 9786,78 m²"lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptaline, fındık bahçesi vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    birleştirilen 2008/48 Esas sayılı davanın kabulüne, (B) harfi ile gösterilen 10.528,55 m²"lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptaline, fındık bahçesi vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    birleştirilen 2008/49 Esas sayılı davanın kabulüne, (D) harfi ile gösterilen 2744,42 m²"lik ve (H) harfi ile gösterilen 3622,89 m²"lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptaline, fındık bahçesi vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    birleştirilen 2008/50 Esas sayılı davanın kabulüne, (C) harfi ile gösterilen 388,37 m²"lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptaline, çay bahçesi vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    birleştirilen 2008/51 Esas sayılı davanın kabulüne, (G) harfi ile gösterilen 9771,87 m²"lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptaline, fındık bahçesi vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    birleştirilen 2008/52 Esas sayılı davanın kabulüne, (F) harfi ile gösterilen 5149.05 m²"lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptaline, fındık bahçesi vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    birleştirilen 2008/55 Esas sayılı davanın kabulüne, (A) harfi ile gösterilen 6358.43 m²"lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptaline, fındık bahçesi vasfıyla Abdullah Kalfa adına tapuya kayıt ve tesciline,
    106 ada 1 nolu parselin arta kalan 1983,590,00 m²"lik kısmının kadastro tutanağındaki tespiti gibi tesciline, karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman kadastrosu ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 04/11/2008-03/12/2008 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastro çalışmaları vardır.
    1) Davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin .... köyü 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A), (B), (C), (F), (G) ve (H) harfleri ile gösterilen kısımlarına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu kısımlara ilişkin hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    2) Davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin .... köyü 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (D) ve (E) harfleri ile gösterilen kısımlarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
    Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkin olup mahkemece (D) ve (E) harfleri ile gösterilen kısımlara ilişkin kadastro tespitinin iptali ile (D) harfi ile gösterilen 2744,42 m²"lik kısmın fındık bahçesi vasfıyla ... adına, (E) harfi ile gösterilen 9786,78 m²"lik kısmın ise fındık bahçesi vasfıyla ... adına tesciline karar verilmiş ise de incelenen dosya kapsamına ve toplanan delillere göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir. Şöyle ki;
    Kural olarak; orman içi açıklıkları zilyetlikle iktisap edilemezler. İstisna olarak tapu kaydının varlığının söz konusu olduğu hallerde orman içi açıklığından söz edilemez. Ayrıca çekişmeli taşınmazın hudutlarında devlet karayolu, tren yolu, nehir ve ırmak gibi orman ile taşınmaz arasında ayırıcı unsurun varlığı halinde ya da bir yönden kadastro parsellerine irtibatlı olması halinde veya çekişmeli taşınmazla birlikte komşu taşınmazların bir bütün olarak yüzölçümlerinin orman içi açıklığı konumunu aşacak ölçüde olması ve kadastro parsellerine ulaşacak biçimde haritasında yol olması hallerinde de artık orman içi açıklığından söz edilemez
    Somut olayda; davacılar tapu kaydına tutunmadığı gibi çekişmeli taşınmazların dört tarafı orman ile çevrilidir. Bu haliyle taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olup, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
    6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
    6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2
    Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
    Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 tarihli ve 5192 sayılı Yasa ile değişik hali).
    Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
    Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
    Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [YHGK’nın 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşınmazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
    Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 günve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
    Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacılar İsmail ve ..."nun orman içi açıklık niteliğinde olan (D) ve (E) harfi ile gösterilen taşınmazlara ilişkin davalarının reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle delillerin yanlış taktiri ile yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin Güreşen köyü 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A), (B), (C), (F), (G) ve (H) harfleri ile gösterilen kısımlarına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
    2) İki numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin Güreşen köyü 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (D) ve (E) harfi ile gösterilen kısımlarına ilişkin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 24/112016 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi