15. Ceza Dairesi 2018/4173 E. , 2018/5387 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli dolandırıcılık ve hakaret suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 158/1-f, 125/1-2, 52 ve 62. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis, 2 yıl 6 ay hapis ve 300,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının aynı kanunun 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.04.2016 tarih ve 2015/320-2016/143 sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 07.06.2018 gün ve 94660652-105-34-406-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.06.2018 gün ve 2018/52453 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1- Sanığın tekerrüre esas alınan Sincan 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 18.11.2011 tarihli ve 2011/837 esas, 2011/1225 sayılı kararına konu 1.860,00 Türk lirası adlî para cezasının, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 305/1-son maddesi uyarınca kesin olması karşısında, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Kanun’un 58/3. maddesinde yer alan "tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur” şeklindeki düzenleme ve dosya arasında bulunan adli sicil kaydındaki ilamın tekerrüre esas mahiyette olmadığının anlaşılması karşısında, somut olayda anılan Kanun"un 58/3. maddenin tatbik olanağının bulunmadığı cihetle, hakaret suçu yönünden seçenek yaptırımlardan hapis cezasının tercih gerekçesi olarak anılan maddenin gösterilip, uygulanmasında isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin incelenmesinde;
Mahkemece tekerrüre esas alınan ve doğrudan verilen adli para cezasının, 14.04.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a 6217 sayılı Kanun ile eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olması karşısında, halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 305/son maddesi gereğince hükümlü hakkında tekerrür hükümleri uygulanamayacağından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 21.04.2016 tarih ve 2015/320-2016/143 sayılı hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre ve aynı maddenin 4. fıkrası (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak, dolandırıcılık suçundan kurulan hükümden TCK"nın 58. maddesi uyarınca hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin kısımların ÇIKARILMASINA, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına,
2-Hakaret suçundan kurulan hükme yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin incelenmesinde;
Tekerrüre esas alınan hükmün kesin nitelikte olması nedeniyle uygulanma imkânı bulunmadığı halde tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi ile sanığın mükerrir kabul edilmesi sonucunda seçenekli yaptırımlardan hapis cezasının zorunlu olarak tercih edilmesi nedenleriyle, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesince hakaret suçundan verilip kesinleşen 21.04.2016 gün ve 2015/320-2016/143 sayılı hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 10/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.