11. Hukuk Dairesi 2016/13781 E. , 2016/9849 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/05/2015 tarih ve 2006/674-2015/497 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... terekesi tasfiye memuru vekili tarafından istenmiş olup, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla duruşma için belirlenen 04/10/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı tasfiye halindeki ... Bankası A.Ş. vekili Av. ... ve davalılardan ... terekesi tasfiye memuru ... temsil eden Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların Emlak Bankası yönetim kurulu üyesi olarak görevli bulundukları dönemde bankanın ... Projesi ile ilgili olarak düzenlenen sözleşmelerin akdedilmesi ve yürütülmesi safhalarında banka aleyhine zarar doğurucu ve banka çıkarları ile bağdaşmayan hususların bulunması, banka sermayesinin verimlilik ve karlılık esaslarına göre kullanılmaması, değerlendirilmemesi ve bu konuda gerekli gayret ve basiretin gösterilmemesi nedeniyle bankanın zarara uğradığını ileri sürerek, 22.215.074,00 TL zararın 31.12.2001 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, zamanaşımı definde bulunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların sorumluluklarına esas teşkil eden Emlak Bank Genel Müdürlüğü yazısında harcama kalemleri içerisinde 46,5 milyon TL finansman faizi gösterildiği, ancak bankanın kendisine finansman faizi yürütmesinin mümkün olmadığı, davacı bankanın kar veya zararının toplam satış hasılatından toplam inşaat giderlerinin düşülmesi suretiyle tespit edilmesi gerektiği, inşaat giderlerine finansman faizinin eklenmesinin kabul edilemeyeceği, buna göre davacı bankanın inşaat projesinden 47,8 Milyon TL satış hasılatı elde ettiği, toplam proje giderinin ise 23,2 milyon TL olduğu, bankanın projeden kar elde ettiği, kar elde edilen projeden dolayı davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... terekesi tasfiye memuru vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davacı bankanın önceki dönemlerde yönetim kurulu üyesi olan davalıların, görevleri sırasında zarara neden oldukları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Anonim şirketlerde yönetim ve denetim kurulu üyeleri görevleri sırasında sebep oldukları zarardan dolayı şirkete, pay sahiplerine ve üçüncü kişilere verdikleri zarardan dolayı sorumludurlar. Sorumluluğun doğması bakımından öncelikli koşul, zararın olmasıdır. Zarar gören, bu zararının varlığını kanıtlamadır. Zararın varlığı sabit ise, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin zarardan sorumlu olduğu karine olarak kabul edilir. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri, ancak kendilerine bir kusur izafe edilemeyeceğini kanıtlayarak bu sorumluluktan kurtulabilirler.
Somut olayda, davacı banka vekili, yönetim kurulu üyesi olan davalıların bankanın ... Projesi ile ilgili bankayı zarara uğrattıklarını ileri sürmüş, mahkemece, davalıların sorumluluklarına esas teşkil eden konut projesi maliyetleri içerisinde 46,5 milyon TL finansman faizi gösterildiği, ancak bankanın kendisine finansman faizi yürütmesinin mümkün olmadığı, davacı bankanın kâr veya zararının, toplam satış hasılatından toplam inşaat giderlerinin düşülmesi suretiyle tespit edilmesi gerektiği, finansman faizi inşaat maliyetlerinden çıkarıldığında bankanın zararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, 02.09.2013 tarihli ek bilirkişler kurulu raporunda da belirtildiği üzere; dava konusu proje bazlı üretim tekniğine dayalı konut üretim sürecinde katlanılan finansman maliyetlerinin konut maliyetlerine yansıtılması mümkündür. Bu çerçevede, doğrudan dava konusu projeyle ilgili olduğu kanıtlanacak fon kaynak maliyetleri ile dolaylı olarak kanıtlanan ve objektif yükleme anahtarları ile dava konusu projeye yüklendiği kanıtlanacak finansman maliyetlerinin geçici kabul dönemi, yani üretimin tamamlandığı aşamaya kadar üretim maliyetleri içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dava konusu proje maliyetlerine yüklenen faiz giderlerinin, proje ile olan ilişkisi ve nasıl hesaplandığı hususu, kaynak türleri, fiilen gerçekleşen kaynak maliyetlerinin davacı tarafça dayanaklarıyla birlikte ortaya konulması gerekir.
Bu durumda, mahkemece konut maliyetlerine yansıtılan finansman faizinin dayanaklarının ve miktarının tespit edilmesi için denetime uygun rapor alınması, tespit edilmesi halinde davacı banka tarafından yapılan dava konusu projeye ilişkin konut maliyetlerine tespit edilen finansman faizi de eklenerek davacının gerçekten zarara uğratılıp uğratılmadığının, davalıların sorumluluğunu gerektirir bir durum olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin diğer, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... terekesi tasfiye memuru vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... terekesi tasfiye memuru vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.