10. Hukuk Dairesi 2015/19967 E. , 2017/7397 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılamada ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 26. maddesinin ilk fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı davranışı ya da suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya hak sahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin hesaplanacak sermaye değerleri toplamının Kurumca işverene ödettirileceği, işçi ve işveren sorumluluğunun belirlenmesinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağı belirtilerek işverenlerin sorumlulukları düzenlenmiştir.
Diğer taraftan 4857 sayılı İş Kanunu"nun kaza tarihinde yürürlükte olan 77. maddesinde, işverenlerin işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri eksiksiz bulundurmak, işçilerin de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlü oldukları, işverenlerin işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorunda oldukları açıklanmıştır.
İnceleme konusu davada; davacı Kurum, 17.10.2001 tarihinde meslek hastalığına yakalandığı tespit edilen sigortalıya ödenen ilk peşin sermaye değerli gelir ile geçici iş göremezlik ödeneğinin tahsilinin talep edildiği, Kurum tarafından % 31,78 maluliyet oranı üzerinden gelir bağlandığı,.... Sağlık Kurulunun 27.10.2006 tarihli raporunda maluliyet oranının % 41,6 olarak belirlendiği, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinin 06.12.2010 tarihli ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 26.12.2013 tarihli raporlarında % 26 oranında meslekte kazanma gücünü yitirdiğinin belirtildiği, hükme esas alınan 02.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda işveren Kale Madenciliğin % 83 oranında kusurlu olduğunun, % 17 oranında ise kaçınılmazlık olduğunun tespit edildiği, mahkemece kaçınılmazlık oranının yarısı davalı işverenin kusuruna eklenmek suretiyle % 91.5 kusur oranı üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol 506 sayılı Kanunun 109. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin... Sağlık Kurulu"na itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı başkanlıklarınca ya da.... Sağlık Kurulu"nca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Genel Kurulu tarafından giderilerek, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak karara bağlanması da zorunludur.
Yasal düzenleme ve açıklamalar gereğince Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından tespit edilen sürekli işgörmezlik oranı kesin ve bağlayıcı olduğundan % 26 olarak belirlenen iş göremezlik oranına göre peşin sermaye değerli gelirin belirlenmesi ve sonuca göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Ayrıca işveren kaçınılmazlıktan sorumlu olmadığından kaçınılmazlık oranının yarısının işverenin kusuruna eklenmesi yerinde değildir.
Yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.