5. Ceza Dairesi 2016/6348 E. , 2016/9163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet almak ve vermek
HÜKÜM : Sanık ..."nin değişen suç vasfıyla irtikap suçundan mahkumiyetine, sanık ..."nın rüşvet verme suçundan beraatine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/09/2012 tarihli, 2012/420 Esas, 2012/1771 sayılı Kararına göre 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin sadece karşılıksız yararlanma suçlarını kapsadığı anlaşıldığından, anılan Kanunun irtikap suçu yönünden getirdiği düzenlemeler de gözetilerek yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinde polis memuru olarak görev yapan ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre asayiş olaylarında da görevi bulunan sanık ..."nin müşteki ... ve diğer sanık ... tarafından kendisine yapılan suç ihbarı ile ilgili olarak olay tarihinde polis ekibi çağırarak gelen ekibi yönlendirdiği, bu sırada sanık ..."ın diğer sanık ..."den gayri meşru ilişkisini öğrenmesi üzerine sanık ..."nin bu olayın ailesi tarafından duyulmasını istemediğini söyleyerek 3000 TL para vermeyi taahhüt ettiği, ancak sanık ..."nin ertesi gün evi terk ederek ortadan kaybolması neticesinde sanık ..."ın sanık ..."nin duyulmamasını istediği olayı anlatarak bu parayı müşteki ..."tan talep etmeye başladığı, müşteki ..."ın da durumu telefonda sanık ..."ye anlattığı, olayın başından bu yana para verme iradesi olmayan sanık ..."nin müşteki ..."a da hiçbir şekilde para vermemelerini söylediği, ardından müşteki ..."ın olayı Jandarmaya ihbar ettikten sonra sanık ... ile para alışverişi konusunda yaptığı telefon konuşmalarını da kaydettiği ve akabinde sanık ..."ın müştekiden seri numaraları alınmış paraları alırken suçüstü yakalandığı şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda; soruşturma işlemlerinin gizli olduğu nazara alındığında sanık ..."ın eyleminin 765 sayılı Yasanın 212/1. maddesine uyan yapmaması gereken işi yapmamak için rüşvet almak suçunu oluşturacağı; 765 sayılı Yasanın 212. maddesinin bir ve ikinci fıkralarında basit ve nitelikli rüşvet alma suçları ayrı ayrı düzenlenip yaptırım altına alındığı halde, sonradan yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesinde 5237 sayılı TCK"nın rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde “rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken bir işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının rüşvet suçu kapsamından çıkarıldığı cihetle; sanık ..."ın önce sanık ..."den sonra da ona ulaşamaması üzerine müşteki ..."tan menfaat temin etmeye çalışması eyleminin hukuki anlamda tek bir fiille işlendiği, 6352 sayılı Yasadan önceki haliyle 5237 sayılı TCK"nın 257/3. maddesinde düzenlenen "görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlamaya teşebbüs suçunu" oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında da yanılgıya düşülerek yazılı şekilde tamamlanmış ikna suretiyle irtikap suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Hükümden sonra 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 86. maddesi ile TCK"nın 250. maddesine eklenen 4. fıkraya göre; irtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak cezada yarı oranına kadar indirim yapılması mümkün hale geldiğinden sanık ..."nin hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve E.2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak sanık ... yönünden yeniden değerlendirme yapılması lüzumu,
TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık ... hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca "cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi yerine "Kamu görevlisi olan sanığın TCK.nın 53/5 maddesinde sayılan hak ve yetkilerden birini kötüye kullanması suretiyle atılı irtikap suçunu işlediğinden cezanın infazından sonra işlemek üzere takdiren 4 yıl bu hak ve yetkisini kullanmasının yasaklanmasına." şeklinde infazda tereddüt yaratacak ve hükmolunan cezanın bir katını da aşacak biçimde uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ile O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.