15. Hukuk Dairesi 2019/648 E. , 2019/4945 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak ve işlemiş faiz için giriştiği takibe itirazın iptâli ve %20 icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile aralarında taşeron sözleşmesi olduğunu, davalının ... A.Ş. ile yaptığı sözleşme ile üstlenmiş olduğu işlerin alt taşeron olarak müvekkili tarafından yapıldığını, davacının yaptığı imalatlara karşılık düzenlediği faturanın ödenmediğini ve icra takibine geçildiğini, davalı şirket aleyhine daha önce diğer bir fatura alacağına ilişkin takip başlatıldığını ve itiraz edilen takip neticesinde açılan itirazın iptâli davasında ... 11 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/679 Esas 2013/443 Karar Sayılı karar ile itirazın iptâline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2014/1964 Esas 2015/500 Karar sayılı kararı ile onandığını, davalının iş sahibinden ücreti tahsil edip alt taşeronlarına ödemediğini ve kötüniyetli olduğunu, itirazın iptâlini ve alacağın %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı huzurdaki davanın ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/679 Esas sayılı dosyası ile bir ilgisi bulunmadığını, tek başına fatura düzenlenmesinin işin yapıldığı anlamına gelmeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece talimat yolu ile davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi fatura konusu edilen ekstra işler, kule montajı, parke taşı imalatı ve malzemesi açıklamalı fatura içeriği mal ve hizmetin davalı şirkete teslim edilip edilmediği hususunun sadece davacı tarafın defter kayıtları ve faturası üzerinden tespit edilemeyeceği belirtilmiş, yerel mahkemece davacı vekilinin mazeret sunarak duruşma gününü UYAP’tan öğreneceğini beyan ettiği 03.04.2017 tarihli celsede bilirkişi ücreti olarak
1.000,00TL’nin davacı vekilince 2 haftalık kesin sürede karşılanmasına, bu sürede karşılanmazsa bilirkişi delilinden vazgeçilmiş sayılacağının ve kesin mehil içinde ticari defter ve kayıtlarını hazır bulundurmaz ise HMK 220/222 maddeleri gereğince ticari defterlere dayanma delilinden vazgeçmiş kabul edileceğinin davacı vekiline meşruhatlı davetiye ile tebliğine karar verilmiştir. Yerel mahkemece bilirkişi raporunda sadece davacı ticari defterlerinin incelenmesi ile fatura konusu mal ve hizmetin tesliminin tespit edilemeyeceğinin belirtilmesi, davacının 08.02.2018 tarihli beyanında bilirkişi incelemesine gerek olmadığı ve mevcut delillerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği beyanı, faturanın tek başına işin yapılmasına ve alacağa yetecek delil olmadığı, davacının süresinde delil avansı yatırmaması nedeni ile ticari defterler üzerinde karşılaştırmalı inceleme yapılamadığından ve bu halde ticari defterler üzerinde inceleme yapılması talebinden vazgeçilmiş sayılacağından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir (HMK 27). Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür (HMK 30). Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma" hakkına sahiptir (Anayasa 36/1). Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin adil yargılanma hakkı ile ilgili 6. maddesine göre ise taraflar; davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini, davaya ilişkin savunmaları için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma, kendini savunma, avukat yardımından yararlanmayı isteme hakkına sahiptir. Bu hakkın unsurlarından olan aleniyet ilkesi hukukumuzda HMK"nın 28. maddede kapsamlı olarak düzenlenmiştir. Belirtilen hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı ve aleniyet ilkesi ile hak arama hürriyetinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü oturuma katılma imkânı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, belgeleyerek, duruşmanın ertelenmesini isteyebilir. Bu isteği kapsayan dilekçenin HMK"nın 445. madde gereğince elektronik ortam olan UYAP üzerinden duruşma saatine kadar gönderilmesi mümkün olup ayrıca fiziki olarak gönderilmesi gerekmez. O halde, HMK’nın 150. maddesi kapsamında duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa, gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği, gerekli masrafın karşılanıp karşılanmadığı incelenerek; gelen tarafın bu mazeret dilekçesine karşı beyanına göre, gerekli değerlendirme yapılmalıdır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkemece 03.04.2017 tarihli celsede davacı vekilinin mazeretinin kabulüne, duruşma gününü UYAP üzerinden öğrenmesine ve kesin süre ile ilgili ihtar için davacı vekiline davetiye tebliğine karar verilmiştir. Usul yasalarımızda mazeretin kabulü halinde yeni duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesi şeklinde bir düzenleme olmadığı gibi, kesin süre ile ilgili davacı vekiline çıkarılmasına karar verilen davetiyenin de çıkarılmadığı
anlaşılmıştır. Davacı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilip duruşma gününün UYAP üzerinden öğrenmesine karar verilmesi, aynı celsede davacı vekiline çıkarılmasına karar verilen davetiyenin çıkarılmaksızın incelemeye devam edilerek davacının defter incelemesinden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin kabul ile davanın reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken bakiye 42,60 TL harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 02.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.