1. Ceza Dairesi 2020/3382 E. , 2020/2173 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Terör örgütü üyesi olmak suçundan İstanbul (Kapatılan) 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 15/02/1994 tarihli ve 1992/390 esas, 1994/25 sayılı kararı ile 8 yıl 4 ay hapis cezasına hükümlü ... "nın, anılan kararın Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 13/10/1994 tarihli ve 1994/3786 esas, 1994/6150 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu gereğince yapılan uyarlama yargılaması sonucunda 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul (Kapatılan CMK 250. Maddesi ile Görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2011 tarihli ve 2011/194 esas, 2011/303 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04/06/2014 tarihli ve 2013/12464 esas, 2014/6712 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, bahse konu cezanın infazı sırasında, ceza zamanaşımının dolmuş olduğundan bahisle bu hususta bir karar verilmesi talebinin reddine ilişkin İstanbul (Kapatılan CMK 250. Maddesi ile Görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/11/2016 tarihli ve 2011/194 esas, 2011/303 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair merci İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/01/2017 tarihli ve 2016/717 değişik iş sayılı kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 16/11/2017 tarihli ve 2017/1776 esas, 2017/4025 karar sayılı ilâmı ile bozulmasını müteakip, hükümlü hakkındaki İstanbul (Kapatılan CMK 250. Maddesi ile Görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/11/2016 tarihli ve 2011/194 esas, 2011/303 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile sanık hakkındaki hükmün infazının durdurulmasına dair İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarihli ve 2018/74 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre sanığın müsnet suçtan yapılan kovuşturma aşamasında ilk olarak 17/09/1992 tarihinde gözetim altına alındığı, 01/10/1992 tarihi ile 28/12/1993 tarihi arasındaki süreyi tutuklulukta geçirdiği, hakkında verilen 15/02/1994 tarihli gıyabî tevkif kararı uyarınca son olarak 06/05/2006 tarihinde yeniden cezaevine giren sanık hakkındaki hükmün İstanbul (Kapatılan CMK 250. Maddesi ile Görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesince 08/06/2006 tarihli kararı ile infazın durdurulmasına ve tahliyesine karar verildiği, sanığın 09/06/2006 tarihinde tahliye edildiği, sanık hakkındaki uyarlama yargılamasına konu İstanbul (Kapatılan CMK 250. Maddesi ile Görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2011 tarihli ve 2011/194 esas, 2011/303 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04/06/2014 tarihli ve 2013/12464 esas, 2014/6712 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiği, dolayısıyla 08/06/2006 tarihinde durdurulan infaz ile kesintiye uğrayan ceza zamanaşımının Yargıtay ilâm tarihi olan 04/06/2014 tarihinde yeniden işlemeye başladığı,
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının 07/11/2016 tarihli ve 2016/7-3569 sayılı müddetnamesine göre de sanığın tutukluluk ve gözaltında geçirdiği 500 gün mahsup miktarının bulunduğu, bu sürenin 6 yıl 3 ay hapis cezasından düşülmesi durumunda sanığın infaz etmesi gereken bakiye cezasının 5 yılın altına düştüğü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun ceza zamanaşımını düzenlenen 68/5. maddesinde yer alan "Ceza zamanaşımı, hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır." şeklindeki düzenleme uyarınca ceza zamanaşımı süresinin kalan ceza miktarı esas alınarak hesaplanması gerektiği, somut olayda sanığın infaz etmesi gereken kalan cezası 5 yıldan az olduğundan 10 yıllık ceza zamanaşımına tâbi olacağı ve sanığın infazının kesintiye uğradığı 08/06/2006 tarihinden itibaren 04/06/2014 tarihine kadar ceza zamanaşımı süresinin işlemediği, dolayısıyla ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarihli ve 2018/74 değişik iş sayılı kararına yönelik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu;
Dairemizin 03/02/2020 tarihli ve 2018/1469 esas, 2020/272 karar sayılı ilamı ile; Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarihli ve 2018/74 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA karar verildiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/07/2020 tarihli ve 2020/53729 sayılı yazısı ile; “Kanun yararına bozma sonrası verilen kararın kanun yararına bozmaya konu edilmesinin usul ve kanuna uygun olmadığı, hükümlü hakkında terör örgütü üyesi olmak suçundan kurulan hükmün kesinleştiği 13.10.1994 tarihi ile yakalandığı 06.05.2006 tarihleri arasında 10 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolduğu, kanuna aykırı olması nedeniyle kanun yararına bozma yoluyla ortadan kaldırılmış mercii kararını etkisiz kılacak şekilde yeniden kanun yararına bozma yoluna gidilmesinin hukuki güvenlik ilkesi ile bağdaşmadığı, aksi bir düşünce infaz evreside olsa olağanüstü kanun yolunun etkisiz kılınması anlamına geleceğinden kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu" gerekçesiyle itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmakla;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesine, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dairemizce verilen kanun yararına bozma isteminin kabulüne ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine, 05/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.