4. Hukuk Dairesi 2020/1794 E. , 2021/476 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 21/10/2016 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/03/2018 günlü karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/12/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle davacılardan ..."in temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davacılardan ... vekilinin temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL’dir.
HMK 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince temyiz edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri 58.800,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkemesi, kararlarının temyizi kabil değildir.
Somut olayda, davacılardan ... için 50.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunulmuş, ilk derece mahkemesince anılan davacı için 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş; davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince karar kaldırılarak davacı ... için 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş; bu karara karşı davacı tarafça temyiz yoluna başvurulmuştur. İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar bakımından temyiz sınırı her bir davacının talebi bakımından ayrı ayrı belirlenecektir. Davacılardan ... yönünden temyize konu edilen miktar, yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde davacılardan ... bakımından Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp anılan davacının temyiz dilekçesinin HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılardan ...’in temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesince davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; 06/07/2016 tarihinde, davalılardan ..."a ait, diğer davalı ...’ın sevk ve idaresindeki aracın, müvekkilleri ...’in eşi, ...’in babası olan Yunushan Göker idaresindeki motosiklet ile çarpışması neticesinde, davacıların murisinin vefat ettiğini belirterek oluşan manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalılar vekili; davaya konu trafik kazasında davacıların murisinin kusurlu olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, trafik kazasının oluş şekli ve kusur durumu göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme karşı, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı eş ve çocuğun müteveffanın ölümünden duydukları elem ve ıstırabın ağırlığı, kusur durumu ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu, bu nedenle davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun yerinde olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; davacılardan ...’in ölenin eşi olması, davalı tarafın meydana gelen trafik kazasında asli kusurlu bulunması, olay tarihi ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında anılan davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup Bölge Adliye Mahkemesince daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davacılardan ...’in temyiz dilekçesinin HMK 362/1-a maddesi gereğince REDDİNE, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle HMK’nın 371. maddesi gereğince davacı ... yararına BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.