10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/21454 Karar No: 2017/7387 Karar Tarihi: 30.10.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/21454 Esas 2017/7387 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/21454 E. , 2017/7387 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21. maddesi olup, Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır…” düzenlemesi getirilmiştir. 27.01.2010 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu % 17,2 oranında malül kalan sigortalıya bağlanan peşin değerli gelirlerin, ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin ve yapılan tedavi masraflarının tahsilinin istendiği davada, mahkemece, davalı işveren TTK Genel Müdürlüğünün % 30 ve kazalı sigortalının % 70 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamında, Mahkemece, öncelikle kazalı sigortalı ve tanık Yusuf Geldi"nin 25.09.2014 tarihli ... Raporundaki ifadeleri de gözetilmek suretiyle maddi olgu tam olarak belirlenip, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden yeniden oluşa uygun bir kusur raporu alınmalı, varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Ayrıca, gerçek zarar hesap raporunun kazalının yeraltı maden işçisi olarak çalıştığı, yaptığı iş itibariyle çalışmasının yer altında mı yoksa yer üstünde mi geçtiği veya yeraltında ne kadar süre ile ve hangi işi yaparak çalıştığı, bu bağlamda yer altı çalışma koşullarına göre yaş ve çalışma dönemleri gözetilerek düzenlenmemiş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları dikkate almaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.