3. Hukuk Dairesi 2015/19269 E. , 2017/7478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının sebepsiz yere kendisini müşterek evden kovduğunu, eşyalarına el koyduğunu, zorla boşanma protokolü imzalatmaya çalıştığını, ailesinin Akçakocada oturduğunu, akşam vakti tek başına evine dönemeyeceğinden akrabalarını aradığını, bir kaç parça giyim eşyasını alarak evden ayrılmak zorunda kaldığını, aldığı mobilyaların davalıda kaldığını, düğünde takılan takıların düğünün hemen sonrasında davalı tarafından satıldığını, en son Trabzon işi takılarının da davalı tarafından otomobil almak için bozdurulduğunu ileri sürerek; davalı tarafından satılan ve bozdurulan takılar ile davalıda kalan mobilyaların aynen iadesine, bunun mümkün olmamaması halinde 30.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının evden ayrılırken akrabalarını çağırdığını, eşyalarını toplayarak evden ayrıldığını, evlenmelerinden sonra davacının ziynet eşyalarını zaten hiç takmadığını, bir kısım ziynetlerin bozdurularak eşya alındığı iddia edilmiş ise de, söz konusu ev eşyalarının 15.03.2010 tarihli tutanakla teslim edildiğini, davada mükerrer taleplerde bulunulduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 21.09.2011 tarih ve 2010/102 E. 2011/579 K. sayılı karar ile, davacı tarafın ziynet eşyalarına ilişkin talebinin ispatlanamamış olması nedeniyle reddine, ev eşyalarına ilişkin talebi yönünden ise davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 06.03.2012 tarih ve 2012/335-3495 E.K. sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı sonrasında mahkemece önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, direnme kararının temyiz edilmesi üzerine; Hukuk Genel Kurulunun 03.07.2013 tarih ve 2012/6-1849 E. 2013/1006 K. sayılı ilamı ile benimsenen özel daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
./..
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 30 adet çeyrek altın (4.800,00 TL), 22 ayar 55 gram kelepçe bilezik (5.775,00 TL), 10 adet 10,80"er gram 22 ayar bilezik (10.260,00 TL), 14 ayar 25 gram altın takı seti (1.875,00 TL), 14 ayar 15 gram inci takı seti (1.125,00 TL), 14 ayar 28,50 gram renkli altın gerdanlık (2.137,00 TL), 20"şer gram 2 adet künye bileklik (1.500,00 TL) olmak üzere toplam 27.472,00 TL olan ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde fiili ödeme tarihindeki değerlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1--Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Somut olayda, mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından da benimsenen Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin yukarıda anılan bozma ilamında, davacıya teslim edilen eşya alımında ziynetlerin kullanıldığına ilişkin davalı delillerinin sorulup toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece; bozma ilamı doğrultusunda, davacıya teslim edilen eşyaların alımında, davaya konu ziynetlerin kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise kullanılan ziynetlerin cins ve miktarları hakkında bir araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Hal böyle olunca; mahkemece, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yukarıda anılan bozma ilamları doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3- 6100 sayılı HMK"nun 26.maddesinin 1.fıkrasında (HUMK.74 m.) “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü yer almaktadır.
Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere; hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez.
Kabule göre; davacı dava dilekçesinde dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde ise bedeli talep etmiş, ziynet eşyalarının fiili ödeme tarihindeki bedeli istenilmemiştir. Bu durumda, mahkemece; dava konusu ziynet eşyalarının dava tarihindeki bedellerinin iadesine karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.