11. Hukuk Dairesi 2016/85 E. , 2016/9795 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/334-2015/293 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ... Değerler A.Ş"nin müvekkiline ait hisse senetlerini bilgisi dışında davalı bankaya rehin verip karşılığında aldığı krediyi kullandığını, usulsüzlüklerinin tespit edilmesi üzerine faaliyetlerinin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından durdurulduğunu, faaliyeti durdurulmadan önce müvekkiline ait hisse senetlerinin aracı kurumdaki müvekkilinin hesabında bulunmakta olduğunu, bu durumun öğrenilmesinden sonra müvekkili tarafından davalı bankaya noter marifetiyle ihtarname keşide edilerek hisse senetlerinin iadesinin istenildiğini, davalı bankanın verdiği cevapta iade etmeyeceğini bildirdiğini belirterek davalı bankaya rehnedilen hisse senetlerinin bedelli ve bedelsiz sermaye arttırmaları ile birlikte aynen iadesine, dava dilekçesinde dökümü yapılan hisse senetlerinden dolayı 4.756 TL temettünün ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 06.07.2009 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava dilekçesinde liste halinde belirtilen hisse senetlerinin dava dışı Yatırımcıyı Koruma Fonu tarafından davacıya iade edildiği, ... 36. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/103 E. 2012/30 K. sayılı kararına göre, davacının da aralarında bulunduğu yatırımcılara ait hisse senetlerinin aracı kurumun borcu için davalı bankaya rehin olarak verilmiş olduğu, davacı ve diğer bir kısım yatırımcıların doğrudan bir borçlarının olmadığı, anılan mahkeme kararının kesinleştiği, kesin delil niteliği taşıdığı, anılan mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının müşterisi olduğu dava dışı ... Değerler A.Ş."nin davalı Takasbank ile imzalamış olduğu genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde menkul kıymet rehni karşılığı nakit kredi kullandığı, bu durumun Sermaye Piyasası Mevzuatına uygun bir uygulama olduğu, ancak davacının da aralarında olduğu bir kısım müşterilere ait hisse senetlerinin rızaları ve bilgileri dışında teminat olarak verildiği ve aracı kuruma kredi borcu olmadığı gibi doğrudan Takas Bank’a da borçlu bulunmadığı ve rehin tesisine onayının bulunmadığı, davadan önce davacı tarafından davalı bankaya ihtarname keşide edilerek talepte bulunulmuş ancak bu talep reddedilmiş olup dava açılmasına sebebiyet verildiği, davalı bankanın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, hisse senetlerinin aynen iadesine ve temettünün tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda açıklandığı gibi yargılama devam ederken dava dışı Yatırımcıyı Koruma Fonu tarafından hisse senetlerinin davacıya iade edildiği, dava açılmadan önce davalıya ihtarname gönderildiği, ancak davalının dava açılmasına sebep olduğu ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 331/1. maddesi gereğince hakim, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m.6 gereğince, anlaşmazlık davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh, veya herhangi bir nedenle; öninceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, öninceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili dava dilekçesinde harca esas değer olarak 335.354,44 TL göstermiş ve bu değer üzerinden harcını ikmal etmiş olmasına rağmen, mahkemece yukarıda belirtilen düzenlemeler dikkate alınarak mümeyyiz davacı vekili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.500 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY
Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 4487 sayılı Yasa ile değişik mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 46/A maddesinde "Hakkında tedrici tasfiye veya iflas kararı verilen aracı kurumların ve Bankalar Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla Bakanlar Kurulu kararıyla faaliyetleri durdurulan bu kanunun 50"nci maddesi (a) bendi hükmü kapsamındaki bankaların, yaptıkları sermaye piyasası faaliyetleri ve işlemleri nedeniyle müşterilerine karşı hisse senedi işlemlerinden doğan nakit ödeme ve hisse senedi teslim yükümlülüklerini ve bu kanunun 46/B maddesinde düzenlenen görevleri bu kanunda öngörülen esaslara göre yerine getirmek ve tasfiye giderlerini karşılamak amacıyla tüzel kişiliği haiz Yatırımcıları Koruma Fonu kurulduğu, bütün aracı kuruluşların bu fona katılmak zorunda oldukları..." düzenlenmiştir.
2499 sayılı Yasa kapsamında, davacı dava konusu hisse senetleri nedeniyle 08.05.2009 tarihinde Yatırımcıları Koruma Fonuna başvurmuştur.
Fon tarafından, 08.07.2009 tarihinde ... 36 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/103 E. sayılı dosyasında, aynı davalılar aleyhinde, davacı ..."unda içinde bulunduğu tüm hisse senedi sahiplerinin senetlerinin iadesi istemi ile ... Değerler A.Ş"yi temsilen dava açılmış, yargılama sonucunda Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşen 08.03.2012 gün ve 2012/30 sayılı kararla hisse senetlerinin tüm semereleri ile birlikte iadesine karar verilmiş, karar kesinleştikten sonra davacıya ait hisse senetleri ... Değerler A.Ş."yi temsilen Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından davacıya iade edilmiştir.
Temyiz incelemesine konu eldeki dava ise, davacı ... tarafından, ... 36. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/103 esas sayılı dosyası derdest iken, 10.09.2009 tarihinde açılmıştır.
Bilindiği üzere, davacının dava hakkına sahip olması yeterli değildir. Bundan başka davanın açılmasında hukuki bir yararında bulunması gerekir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1086 sayılı HUMK"da hukuki yarar ile ilgili bir düzenleme bulunmamakla birlikte Yargıtay uygulamasında hukuki yararın dava şartı olduğu hususu istikrar kazanmış, nitekim yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK 114/h maddesinde hukuki yararın bulunması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının 08.05.2009 tarihinde Yatırımcıları Koruma Fonuna başvurusu üzerine, Fon tarafından, davacının hisse senetlerini elinde bulundurmakta iken davalıya rehin veren ... Değerler A.Ş."yi temsilen davacının hisse senetlerinin tüm fer"ileri ile birlikte iadesi istemi ile ... 36 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/103 esas sayılı dosyasında dava açılmıştır.
Eldeki davada aynı istekle daha sonra 10.09.2009 tarihinde davacı tarafından ikame edilmiştir.
... 36 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/103 esas sayılı, davacının aynı isteklerini içeren davasının varlığına rağmen, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.
Bu halde eldeki davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de temyiz edenin sıfatı nedeni ile kararın bozulması mümkün değildir.
Lehine hiç vekalet ücretine hükmedilmemesi gereken davacının temyiz istemi açıklanan nedenlerle yerinde değildir.
Kaldıki, davacıya ait aynı hisse senetleri ile ilgili ... 36. Asliye Ticaret Mahkemesince, davacının kanuni halefi olan Yatırımcıyı Koruma Fonu lehine nisbi vekalet ücretine zaten hükmedilmiş olup, davacı ile fon arasındaki iç ilişkinin gözardı edilmesi suretiyle sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi, aynı ihtilaf nedeniyle aynı davalının mükerrer nisbi vekalet ücreti ödemesine sebep olacaktır.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.