7. Hukuk Dairesi 2015/37054 E. , 2016/2196 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının davalıya ait yurt içi ve yurt dışındaki şantiyelerde çalıştığını, iş sözleşmesinin feshine rağmen kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ödenmediğini iddia ederek bu alacakların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının Suudi Arabistan"daki çalışmalarının davalı ile ilgisi olmadığını, davanın bu yönden husumetten reddi gerektiğini, davalı nezdindeki çalışmalarının karşılığının ödendiğini, işvereni ibra ettiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 24.06.2013 tarihli ilamı ile tarafların sair temyiz itirazları incelenmeden, “...Somut olayda; davacı ibranamelerin geçersiz olduğunu iddia etmiş, davalı ise gerek yargılama aşamasında ve gerekse temyiz aşamalarında yapılan ödemeler ve ibranamelerin dikkate alınmadığını, tasfiye edilen dönemlerin hesaba dahil edildiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Yukarıda açıklanan Anayasal ve yasal düzenlemeler karşısında verilen kararın tarafların iddia ve savunmalarını temyiz taleplerini karşılayacak şekilde verilmediği, yeterli gerekçe içermediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları net bir şekilde ortaya konulup, her bir ödeme evrakı ve diğer belgeler tek tek değerlendirilerek, tasfiye edilen dönemler bulunup bulunmadığı, davacının istifa ettiği dönemler bulunup bulunmadığı, hangi belgenin hangi sebeple, hangi deliller nedeniyle üstün tutulduğu karar gerekçesinde açıklanarak sonuca gidilmesi gerekirken gerekçesiz bir şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, hesap raporu aldıktan sonra bilirkişi raporundaki tespitleri de benimseyerek davacının iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde feshedildiği, bazı dönem çalışmalarının tasfiye edildiği, tasfiye edilmeyen dönem açısından kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağına hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hesaplamalara esas ücret taraflar arasında ihtilaf konusudur.
Davacı vekili davacının davacının fesih tarihindeki saat ücretinin 11,50 SR (Suudi Arabistan Riyali) olduğunu iddia etmiş; bozma öncesi Av. ... tarafından hazırlanan tarihsiz raporda davacının ücreti net 11,00 SR brüt 14,00 SR, fesih tarihindeki kura göre net 28,69 TL brüt 36,64 TL kabul edilmiş, barınma ve yemek yardımına dair veri olmadığından bunlar eklenmemiş ve bu ücret yani günlük 36,64 TL aylık 1099,20 TL üzerinden kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti hesap edilmiştir. Davacı vekili rapordaki miktarlar üzerinden ıslah yapmış, rapora itirazı olmamıştır. Ek rapor davalının itirazları üzerine hazırlanmış ve davacının yemini de dikkate alınarak İngilizce tanzim edilmiş belgelerdeki miktarlar mahsup edilerek bakiye alacaklar belirlenmiştir. Mahkemece ek rapordaki miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili kararı, İngilizce düzenlenen Final Settlement And Release isimli belgelerdeki miktarların mahsup edilemeyeceğini belirterek temyiz etmiştir. Bu itibarla, davacının ücrete ilişkin bir temyizinin ve rapora itirazının olmaması nedeni ile ücret seviyesi açısından davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Hal böyle iken, bozma sonrası bozmaya uyularak alınan ek hesap raporunda 1235,12 TL olarak belirlenen çıplak ücrete 200,00TL yemek ve barınma yardımı eklenerek brüt 1435,12 TL üzerinden kıdem ve ihbar tazminatını, yine bozma öncesi miktarın üzerinde olan brüt 1235,12 TL üzerinden yıllık izin ücretinin hesaplanması mahkemece bu raporun benimsediği belirtilerek hüküm kurulması hatalı olmuştur.
3-Mahkemece bozma sonrası hazırlanan bilirkişi hesap raporu benimsenmiştir. Bu raporda 14.12.2000, 09.04.2003, 28.06.2004 ve 09.06.2007 tarihli “Final Settlement And Release” isimli İngilizce tanzim edilmiş belgelerdeki “indemnity” “days in lıue of vacation” karışılığı olan miktarlar faizi ile birlikte hesap edilen kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinden mahsup edilmiştir. Ancak davacının İngilizce bilmediği anlaşılmaktadır. İçeriğini bilmediği belgenin davacıyı bağlaması mümkün değildir. Bu itibarla bu tür belgelerdeki miktarların mahsubu ancak ödemenin banka kanalı ile yapıldığının kanıtlanması halinde mümkündür. Davalı vekili bu tür bir ödeme belgesi sunmadığı gibi sunmalarının da mümkün ve gerekli olmadığını belirtmiştir. Davacı yemininde kendisine ödeme yapıldığını hatırlamadığını beyan etmiştir. Bu nedenle bu belgelerdeki miktarların davacının imza inkarı olmasa da mahsubu mümkün değildir.
4-Davalı vekili davacının 14.08.2002-29.08.2002 tarihleri arasında yıllık izin kullandığına dair yıllık izin kullanım formu sunmuştur. Yurda giriş çıkış kayıtlarına göre 14.08.2002 tarihinde Türkiye"ye giriş yaptığı dikkate alındığında bu sürenin yıllık izinden mahsubu gerekirken bu belgenin dikkate alınmaması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, yukarıda yazılı bozma nedenleri ile ilgili ek hesap raporu almak, diğer deliller ile birlikte değerlendirerek çıkacak sonuca göre karar vermek olmalıdır.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 09.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.