Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; 1-Dairemizin 04.03.2013 tarihli bozma kararında da açıkça vurgulandığı üzere, dava konusu edilen 13175 m2 yüz ölçümlü 590 parsel sayılı taşınmazın, 1983 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Emin adına tespit edilmesinin dayanağını, 8273m2 yüzölçümlü 04.03.1958 tarihli tapu kaydının oluşturduğu ve bu taşınmazın tapu kaydının Ahmet ait 1936 tarihli tapu kaydı kapsamında kalmasından doğan mükererlik üzerine iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini için açılan iş bu davada 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca H.. H.."nin sorumluluğunun ancak ve ancak tapu kaydına dayanan 8273 m2"lik bölüm ile sınırlı olduğu gözetilerek, bu miktar yönünden davanın kabulü yerine 13175m2 yüzölçümlü taşınmazın tamamının bedeline hükmedilmesi, 2- Davalı H.. H.. harçtan muaf olduğu halde ilam harcı alınması yönünde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı H.. H.. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.