5. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8387 Karar No: 2020/9664 Karar Tarihi: 02.03.2020
Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/8387 Esas 2020/9664 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık bir trafik kazası sonrasında kendisini polis ve jandarma istihbarat görevlisi olarak tanıtıp sahte kimlik fotokopisi sunarak kamu görevi üstlenmiştir. Ancak bu eylem kabahat olarak değerlendirilmiş, idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karar, Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesine uygun olduğu ve suçun zaman aşımına uğramış olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş ve sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kanunlar: TCK'nın 262/1. maddesi, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 1412 sayılı CMUK ve 321, 322, 24. maddeleri.
5. Ceza Dairesi 2016/8387 E. , 2020/9664 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK’nın 262/1. maddesinde düzenlenen kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunun hareket ögesini; bir kamu görevini kanun ve diğer mevzuata aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs edilmesinin oluşturması, suçun meydana geldiğinden söz edilebilmesi için, yalnızca bir kamu görevine ilişkin sıfatın kullanılmasının yeterli görülmemesi ve eylemli olarak bir kamu görevinin fail tarafından yerine getirilmeye kalkışılmasının zorunlu bulunması, olay tarihinde sanığın kendisini, karıştığı trafik kazasının karşı tarafı olan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü memurlarına polis olarak tanıtması, sonrasında gittikleri Tuzla İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde usulsüz park nedeniyle devriye gezen polis memurlarına da jandarma istihbarat görevlisi olduğunu söyleyip Mustafa Ağır adına düzenlenmiş sahte kimlik fotokopisi sunması şeklinde gerçekleşen eylemlerinin, herhangi bir suç soruşturması ve kovuşturmasından da bahsedilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesine uyduğu ve idari yaptırımı gerektirdiği ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat ile inceleme tarihleri arasında bu sürenin gerçekleştiği ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 1412 sayılı CMUK"nın 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA 02/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.