8. Hukuk Dairesi 2013/13677 E. , 2014/2652 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2013/217-2013/402
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de ;
Alacaklı tarafından borçlu Y.. T.. ve K.. B.. A.Ş"yi temsilen İ.. B.. A.Ş aleyhine İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/141E.-2012/316 K. sayılı ilamına dayanılarak alacak, yargılama gideri, ilam vekalet ücreti ve işlemiş faiz talebiyle ilamlı takip başlatılmıştır. İ.. B.. AŞ. ve ihbar olunan TMSF vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; vekil edenin harçtan muaf olmasına rağmen takipte 4691.55 TL harç talep edildiğini, dosya kapak hesabında tahsil harcı hesaplanmışsa bunun hesaptan çıkarılmasını ve faize itirazlarını belirterek takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda fazla talep edilen kısmın iptaline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm şikayetçi İ.. B.. ve TMSF vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takip konusu ilamda, 174.700,00 USD"nin 16.12.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 4/a maddesi uyarınca yasal faiz uygulanmak suretiyle tahsiline karar verildiği, davalı olarak Y.. T.. ve K.. B.. A.Ş"yi temsilen İ.. B.. A.Ş"nin gösterildiği, TMSF"nin ise ihbar olunan olarak yer aldığı, ilamın hüküm kısımında hükmedilen alacak, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verildiği görülmektedir.
3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun"un, 3678 sayılı yasa ile değişik 4/a maddesinde; sözleşmede daha yüksek akdi veya geçikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankaları"nın o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti M.. B.. Tebliğleri gereğince, bankalar uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek, Türkiye Cumhuriyeti M.. B.."na bildirmek zorundadırlar. Bildirilen bu oranlar bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranları olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebilmektedir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, TCMB"nın bildirdiği Devlet Bankaları"nca uygulanacağı bildirilen farazi oranlar nazara alınarak faiz miktarının hesap edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda Mahkemece ilam ve Yasa maddesi nazara alınarak, Devlet Bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranların ilgili bankalardan sorularak tespit ile bu oranlar esas alınarak ve birer yıllık dönemler halinde faiz hesabı yapılarak sonuca gidilmesi yerine, Bankalarca Türkiye Cumhuriyeti M.. B.. uygulanacağı bildirilen farazi oranların esas alınarak ve birer yıllık dönemler halinde hesaplanması kuralına aykırı şekilde yapılan hesaplamaya göre sonuca gidilmesi isabetsizdir
Kabule göre de; TMSF hakkında takip dayanağı ilamda hüküm bulunmadığı gibi aleyhine başlatılan takip de bulunmamaktadır. Bu durumda TMSF yönünden aktif taraf sıfatı bulunmadığından reddi yerine bu şikayetçi hakkında da hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.