13. Hukuk Dairesi 2016/18189 E. , 2019/7805 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalılardan ... adına kayıtlı taşınmazın satışı hususunda davalı ... ile anlaşma yapıldığını, vekili ... ... aracılığıyla davalı ..."a 50.000 Euro teslim ettiğini, tapuda devir yapılacağı sırada taşınmazın üzerinde Kahramanmaraş TEB Bankasının 1.derece ipoteğinin çıktığını, taşınmazı almaktan vazgeçeceği sırada davalılardan ..."ın araya girerek paranıza ben kefilim 27.10.2014 tarihinde bu ipoteği kaldıracağım, size senet verelim diyerek kendisini ikna ettiğini, davalıların bono düzenleyerek vekiline teslim ettiklerini, davalıların ipoteği kaldırmamaları üzerine banka borcunu kapatıp ipoteği fek ettirdiğini, taşınmaz için iki kez ödemede bulunduğunu belirterek, muaccel hale gelen 27.06.2013 tanzim,27.10.2014 vadeli 100.000,00 TL’lik bonodaki alacağın 27.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... davanın reddini dilemiş, diğer davalı davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının davalı ... aleyhine açtığı davanın reddine, davacının davalı ... aleyhine açtığı davanın kabulü ile 100.000,00 TL alacağın 27.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalılardan ... adına kayıtlı taşınmazın satışı hususunda davalı ... ile anlaşma yaptığını, tapuda devir yapılacağı sırada taşınmazın üzerinde Kahramanmaraş TEB Bankası’nın 1.derece ipoteğinin çıktığını, taşınmazı almaktan vazgeceği sırada ..."ın ipoteği kaldırma hususunda kefil olduğunu, davalıların bono düzenlediklerini, davalıların ipoteği kaldırmamaları üzerine banka borcunu kapatıp ipoteği fek ettirdiğini, taşınmaz için iki kez ödemede bulunduğunu belirterek eldeki davayı açmıştır. Davalı ... taraflar arasında yapılan alışverişte herhangi bir rolü bulunmadığını, bono üzerindeki kefilliğinin geçerli olduğu kabul edilse dahi bu sorumluluğun daire üzerinde ipotek kalkana kadar olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin ... ... tarafından ödenerek kaldırıldığının anlaşıldığını, davalılar tarafından ... ..."e verilen 27.01.2014 tarihli ve 100.000,00 TL meblağlı senet arkasının davalılardan ... ve ... tarafından 12 nolu dairenin ipotekli olarak satışından dolayı verildiği, ipotek kalktığı andan itibaren sahibine iade edilecektir ibaresinin yazılarak imzalandığını, ipotek bedelinin davalı ... tarafından ödenerek kaldırılması gerekirken, dava konusu taşınmazın üzerindeki ipotek bedelinin davacı tarafından ödenerek kaldırılması nedeniyle ..."un mal varlığından eksilmesi gereken ipotek bedelinin davacının mal varlığından eksildiğini, ... tarafından düzenlenerek davacıya verilen 27.10.2014 tarihli ve 100.000,00 TL’lik senetten dolayı davacının davalı ..."dan alacaklı olduğunu, davalılardan ..."ın senedi kefil olarak imzaladığı, ... ile davacı ... ... arasında daire alım satımına ilişkin yapılan sözleşmede ..."ın taraf olmadığı, ..."ın mal varlığında herhangi bir artış bulunmadığını, ... ..."in ..."dan herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda; davaya konu 27.06.2013 düzenleme tarihli 27.10.2014 vade tarihli 100.00,00 TL bedelli bonoda davalı ... avalisttir. TTK"nın 778/3. maddesinin atfıyla TTK"nın 701/3. ve 702. maddelerine göre, aval veren ..."ın asıl borçlu ... gibi sorumlu olacağı dikkate alınmaksızın, ... yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.