11. Hukuk Dairesi 2016/1348 E. , 2016/9772 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/05/2015 tarih ve 2014/409-2015/326 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13.12.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... İmamgiler tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankanın prestij fonu olarak pazarladığı ... Fonunun bir hedge fon olduğunu, davalı bankanın söz konusu fonu satarken belirlediği pazarlama strateji nedeniyle SPK"nın 30.04.2012 tarihli tebliği ile davalı bankaya mevzuata aykırı tutumu ve anapara korumasız bir üründe getiri taahhüdünde bulunması nedeniyle 17.170 TL tutarında idari para cezası verdiğini, böylece, İstanbul Fon kapsamında yapılan yanlış işlem ve bilgilendirmeler sonucunda davacı ..."nın 152.000 TL zarara uğradığını ileri sürerek, uğranılan zararın davacı tarafmdan davalıya çekilen ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek ticari işlemlere uygulanan reeskont faizi ya da bankacılık işleminin türüne göre uygulanması belirlenmiş olan en yüksek faiz oranı ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu tüm bankacılık işlemlerinin davacı tarafın talimatlarına istinaden ve bilgileri dahilinde gerçekleştirildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin mevzuata uygun olarak düzenlendiğini, davalı bankanın müşteri tanıma formlarmda yer alan kısımların davacı müşteriler tarafından bilinçli olarak boş bırakıldığını ve sorumluluğun kendilerinde olduğunu, müşterilerin risk profillerinin yer aldığını, davalı bankanın kendiliğinden davacı taraf adına resen işlem yapmadığını, davalı bankanın çalışanlarının İstanbull Fon ile ilgili bir getiri taahhüdünde bulunmalarının söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının hedge fonları konusunda davalı Banka tarafından gereği gibi bilgilendirilmeyerek yatırımının yanlış yönlendirildiği, davacının ise fon alım satımı ile uğraşan bir kimse olarak basit bir araştırma ile bu bilgiye ulaşabilecek durumda olduğu dikkate alındığında bu hususta ihmalkar davrandığı, belirlenen zarar dolayısıyla davacının zararının %30’undan davalının ise %70’inden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 106.012,20 TL"nin 16/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve SPK tarafından dava konusu İstanbul Serbest Fon Portföyünü yöneten .... Portföy Yönetimi G..."a Fonun getirisine yönelik yapılan açıklamalar nedeniyle Fon ile ilgili Portföy Yöneticiliği Tebliğine aykırı davranmaktan ötürü idari para cezası uygulandığının belirlenmesine, dosya arasına celp edilen ve çözümü yapılan ses kayıtlarından dava konusu fon ile ilgili olarak davacının davalı bankaca yeterince bilgilendirilmediği ve davacının da işlem yaptığı fon ile ilgili olarak kendisinin yapması mümkün olan araştırmaları yapmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, bankacılık işlemine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının zararın %30 undan davalının ise %70 inden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı vekilince davacının davaya konu ettiği ... fonu ilk kez almadığı, 2009 yılında da aldığı ve bu işlemden kar elde ettiği, davacının daha önce yaptığı ve kar ettiği İstanbull fon alım işleminin hukuken geçerliliğine hiç bir itirazda bulunmayıp elde ettiği karı tahsil ettikten sonra aynı şekilde kurulan İstanbull fon işleminden zarar ettiği tutarı talep etmesinin hukuka uygun olmadığı savunulduğu halde mahkemece bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu suretle, davacının dava konusu ettiği fondan daha önce alıp almadığı, kar elde edip etmediği, davacının iddia ettiği gibi devam eden bir sürecin bulunup bulunmadığı, ilgili fon işlemleri yönünden bu fondan çıkılmasının mümkün olup olmadığı araştırılıp değerlendirilmek suretiyle, bilirkişi raporuna yapılan itirazları da karşılayacak şekilde bilirkişilerden ek rapor alınmak yeterli görülmezse bu konuda yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmak ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı bankaya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.