11. Hukuk Dairesi 2016/289 E. , 2016/9769 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09/06/2015 tarih ve 2014/643-2015/343 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13.12.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı limited şirketin karı, koca ve bunların iki çocuklarından oluşan 4 ortaklı bir şirket olduğu, davacı ..."in ortaklıktaki payının % 20 olduğu, limited şirket ortaklarından davalı ... ile müvekkilinin arasındaki evlilik birliğinde ihtilaf çıktığını ve davacı tarafından boşanma davası açıldığını, ayrıca davalı koca ... aleyhine evde şiddet uygulaması nedeniyle ceza davası açılıp fiilin sabit olduğunu, söz konusu boşanma davası nedeniyle müşterek çocuklardan % 10 paya sahip şirket ortağı Tuğçe"nin anne yanında, Batu"nun ise baba yanında yer aldığını, limited şirket ortakları arasında ihtilaf çıktığı ve ortaklar kurulunun toplanma olanağının fiilen ortadan kalktığını, davalı şirketin % 60 payına sahip olan kocanın aynı zamanda şirket müdürü olup, anasözleşmenin 9. maddesi gereği şirketi tek başına temsile ve ilzama yetkili olduğunu, şirket ortaklar kurulunun fiilen toplanmamasına rağmen şirket müdürü ... tarafından 02.08.2006 tarihinde ortaklar kurulunun toplandığı ve imzalanması gerektiğinin müvekkiline taahhütlü mektupla bildirildiğini, söz konusu toplantıda şirket sermayesinin artırılması ve şirketin anonim şirkete dönüşmesi gibi çok önemli kararların alındığını, öte yandan davalı ..."un kardeşi ..."in kız...le birlikte müvekkilinin pay sahibi olduğu şirketle aynı amaçları gerçekleştirmek amacıyla "... ve Sızdırmazlık Elemanları Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti"ni kurduğunu, davalı şirket mallarının bu şirkete nakledilebileceğini ileri sürerek şirket anasözleşmesine aykırı davranışları olan davalı şirket müdürünün azli ile şirkete kayyum tayin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak, dosya kapsamına göre; davalının müdürlük yetkisini kötüye kullanmadığı, şirkete ait varlıkları kaçırmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava dilekçesinde davalı şirket müdürünün kardeşi olan ..."in kızı ... ile beraber davalı şirketle aynı iştigal konularında faaliyette bulunan "... ve Sızdırmazlık Elemanları Otomotiv Sanayi ve Tic. Ltd. Şti."ni kurduğu, davacının pay sahibi olduğu şirket mal varlığının yeni kurulan şirkete nakledilebileceği ileri sürülmüş, Dairemiz bozma ilamına uyularak davalının müdürlük yetkisini kötüye kullanıp kullanmadığının, şirkete ait varlıkları kaçırıp kaçırmadığının tespiti yönünden davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, davalı müdürün şirkete ait varlıkları kaçırmadığı, müdürlük yetkisini kötüye kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davalı şirket tarafından dava dışı adı geçen şirkete satılan ekipmanların davalı şirketin içini boşaltma ve davalı şirketi zarar uğratma kastıyla rayiç fiyatının altındaki bir fiyata satıldığı, satış faturalarında yer alan malların değerlerinin belirlenmediği, böylece davalı şirket müdürünün davalı şirket aleyhine yapmış olduğu işlemlerin tespit edilmediği iddia edildiği halde bu konu üzerinde durulmamış, satılan ürünlere yönelik rayiç değer incelemesi ile bu ürünlerin alış ve rayiç değerleri altında dava dışı şirkete satılıp satılmadığı araştırılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı iddialarının karşılanabilmesi açısından bilirkişilerden ek rapor alınmak ya da yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davalı şirket tarafından dava dışı şirkete yapılan satışların rayiç değerin altında olup olmadığının, böylece davalı şirket müdürünün bu yolla şirkete ait varlıkları kaçırıp kaçırmadığının, müdürlük yetkisini kötüye kullanıp kullanmadığının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde noksan inceleme sonucu karar verilmesi doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.