23. Ceza Dairesi 2016/7674 E. , 2016/7701 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : TCK"nın 165/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca hapisten çevrilen 3.000 TL ve doğrudan verilen 80 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, SEGBİS aracılığıyla yüzüne karşı verilen 25/02/2016 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 07/03/2016 tarihli temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 14/06/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY
Bilindiği üzere;
5271 sayılı CMK’nın, “Yakalanan kişinin mahkemeye götürülmesi” başlıklı 94. maddesinin ikinci fıkrasında sanıklar için; “Yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde yakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır.”, “Tanık ve bilirkişinin naiple veya istinabe yoluyla dinlenmeleri” başlıklı 180. maddesini beşinci fıkrasında da tanık ve bilirkişiler için; “Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre tanık veya bilirkişinin aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenebilmeleri olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak ifade alınır. Buna olanak verecek teknik donanımın kurulmasına ve kullanılmasına ilişkin esas ve usuller yönetmelikte gösterilir.” denilmektedir.
Yine, CMK’nın “Sanığın duruşmadan bağışık tutulması” başlıklı 196. maddesinin dördüncü fıkrasında; “ Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.” şeklinde ibarelere yer verilmiştir.
Ayrıca, CMK’nın “Temyiz istemi ve süresi” başlıklı 291. maddesinde de; “(1) Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu bulunan sanık hakkında 263"üncü madde hükmü saklıdır. (2) Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.” hükmü benimsenmiştir.
Hükmün açıklanması ibaresinin ise, ceza yargılamasındaki bilinen karşılığı “tefhim” olup; kararın kısaca duruşmada hazır olan tarafların yüzüne karşı okunması suretiyle yargılamanın sonucundan orada o esnada hazır bulunan sanık veya katılanın haberdar olmalarını sağlamayı ifade etmektedir.
Görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak savunması alınacak sanığa hükmün açıklanmasının nasıl olacağı konusunda ise kanunda tam bir açıklık yoktur.
5271 sayılı Kanun"da, görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılacağı haller, gerek 180. maddede gerekse 196. maddede “sorgu yapılması veya ifade alınması” ile ilgili yargısal işlemlerle sınırlı tutulmuştur. Bunu kanunda yazılı olmayan “sanığa hükmün açıklanması” halini de kapsayacak şekilde uygulamak ve bu tarihi kanun yollarında öngörülen süre koşulunun işlemeye başlamasına başlangıç kılmak yasa koyucunun ve dolayısıyla kanunun amacını aşmak olduğu ortadadır.
Görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılmasına olanak verecek teknik donanımın kurulmasına ve kullanılmasına ilişkin esas ve usulleri içeren Adalet Bakanlığının çıkardığı 20/09/2011 tarih ve 28060 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ceza Muhakemesinde Ses ve Görüntü Bilişim Sisteminin Kullanılması Hakkında Yönetmelikte dahi, kısaca “SEGBİS” olarak tanımlanan sistemin amacı, anılan yönetmeliğin “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde; “(1) Bu Yönetmeliğin amacı, soruşturma ve kovuşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkemece dinlenilmesine gerek görülen kişilerin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi kullanılarak dinlenilmesi, kayda alınması, saklanması ile bunun için gerekli teknik altyapının kurulmasına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Hal böyle olunca, “SEGBİS” olarak tanımlanan sistemde yargılamanın yapıldığı mahalde duruşmada bizzat hazır bulunmayanlar bakımından hüküm açıklanmış kabul edilmeyeceği için temyiz süresinin başlaması tebliğden itibaren olacaktır. Uyuşmazlık konusu somut olayda da sanığa yöntemince yapılmış bir tefhim işlemi bulunmadığı için temyiz talebi süresinde kabul edilmelidir. Aksi bir uygulama ise savunma hakkının açıkça kısıtlanması anlamına gelmektedir.
Açıkladığım gerekçelerle sayın çoğunluğun temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin kararına iştirak etmiyorum. 14/06/2016