Davacı, davalı işveren nezdinde Şubat 2000- Eylül 2004 tarihleri arası çalıştığı günlerin tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, davalılara ait işyerinde 2000 yılının Şubat ayı ila 2004 yılının Eylül ayı arasında geçen ve SGK’na bildirilmeyen çalışmalarının tesbitini ve bu döneme ilişkin işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsilini istemiştir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak varılmıştır. Somut olayda; hizmet tespitine yönelik davada Sosyal Güvenlik Kurumu’nun davada zorunlu hasım olduğu ve bu davanın, SGK’nun da hak alanını ilgilendirdiği dikkate alınmaksızın yöntemince davaya dahil edilmek suretiyle yargılamanın devamı gerekirken, taraf teşkili yapılmadan SGK’nun yokluğunda, sadece işverenlerin huzuruyla davanın sonuçlandırılması doğru değildir. HUMK 73. maddesi uyarınca SGK’na dava dilekçesi ve davetiyenin Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi suretiyle davaya katılması temin edilip, delillerini sunması sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 19.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.