Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/15227
Karar No: 2018/25391
Karar Tarihi: 26.11.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/15227 Esas 2018/25391 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/15227 E.  ,  2018/25391 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Maden Asliye Huku (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili ve bir kısım işçilerin maaş alacaklarını 2 ayı aşkın süre içinde ödemediğini, işverenin maaşları hiçbir zaman düzenli ödemediğini; bunun üzerine işçilerin İş Kanunu"nun kendilerine tanıdığı iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınma hakkını kullandıklarını; belirtilen nedenle davalı işveren tarafından haksız olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini ve kendisine kıdem ve ihbar tazminatı ödenmediğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve hafta tatili çalışma ücretlerinin tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar vekili, davacının ücretinin 20 günü geçmeyecek şekilde ödenmiş olmasına rağmen işveren vekillerinin yazılı ve sözlü ikazlarına karşın davacının da içerisinde bulunduğu bazı işçilerin iş görme edimini yerine getirmekten kaçındıklarını; çalışmak isteyen işçilere engel olduklarını ve işveren vekillerini tehdit edip dövdüklerini; işletmeye zarar verdiklerini; tüm bu sebeplerle davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden ve özellikle İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 12.11.2012 tarih 21 sayılı inceleme raporundan davacının ücretini alamadığı için iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınma hakkını kullandığı, davacının iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın sona erdirildiği gerekçesiyle bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile hüküm altına alınan alacakların davalı ve dahili davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Öncelikle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve yargılama hukukumuzda zorunlu dava arkadaşlığı dışında, bir başka gerçek ya da tüzel kişinin dahili dava yolu ile davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulması mümkün değildir. Sadece Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124. maddesi kapsamında husumette yanılma halinde gerçek tarafa dava dilekçesi tebliğ edilir ve taraf teşkili sağlanır.
    Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde davalı olarak sadece ... İnşaat Malz. Mad. Mim. Müh. Nak. Gıda Yem. Tem. Taah. San. ve Ltd. Şti."nin gösterildiği; davacı vekilinin yargılama aşamasında ortaklarının aynı kişiler olduğunu ve davalı ile arasında organik bağ ve muvazaa bulunduğunu öne sürerek ... A.Ş."yi davaya dahil etmek için dilekçe verdiği ve dahili dava dilekçesinin ... A.Ş."ye tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Hakkında usulüne uygun şekilde dava açılmayan ... A.Ş."nin yasal koşulları bulunmamasına rağmen dahili dava yolu ile davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    3-Taraflar arasında davacının iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde son bulup bulmadığı uyuşmazlık konusudur.
    İş akdi, davalı işverence 4857 sayılı Yasanın 25/II-h ve 25/I-g maddeleri gerekçe gösterilerek tek taraflı olarak feshedilmiştir.
    Davacı vekili, işçinin ücretinin düzenli ödenmediğini, iki aylık ücretinin ise hiç ödenmediğini, bu nedenle iş görme edimini görmekten kaçınan işçinin iş sözleşmesine işverence son verildiğini, bu feshin haksız olduğunu öne sürmüştür. Davalı vekili, işçilerin topluca iş yerine gelmemeleri ve gelmeyeceklerini bildirmeleri, devamsızlık yapmaları, iş yeri güvenliğini tehlikeye düşürmeleri ve işverene zarar vermeleri nedeniyle davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Dinlenen davacı tanıkları ücretlerini düzenli alamadıklarını; davalı tanıkları ise işçilerin ücretlerini alamadıkları gerekçesi ile işi bıraktıklarını beyan etmişlerdir.
    Dosya içerisinde bulunan ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 24.02.2014 tarih 990 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesinde, 28.08.2012 ve 31.10.2012 tarihlerinde yapılan teftiş sonucu düzenlenen tutanak ve raporların dosyaya sunulduğu; İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 12.11.2012 tarih 21 sayılı inceleme raporunun sonuç kısmında ... Maden Bakır işletmesindeki işçi çıkışlarının fesih gerekçesinin 4857 sayılı Yasanın 32. maddesi gereğinde ücretlerin zamanında ödenmemesi olduğunun, aynı yasanın 24/2-(e) maddesine dayanılarak haklı nedenle fesih söz konusu olduğunun, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshinin mevcut olduğundan işbaşı yaptırılmayan işçiler için kıdem tazminatı talep etme hakkının doğduğunun, işyerinde sendika ve toplu iş sözleşmesi bulunmadığından yasa dışı grev ve lokavttan bahsedilemeyeceğinin bildirildiği görülmüştür.
    Mahkemece, İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 12.11.2012 tarih 21 sayılı inceleme raporu nedeniyle davacının ücretini alamadığı için iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınma hakkını kullandığı davalı işverence de iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği kabul edilmiştir. Ne var ki, Mahkemece varılan sonuç dosya içeriği ve somut olay ile örtüşmemektedir. İş sözleşmesi ile ücretin, çalışılan her ayı takip eden ayın son haftasında ödeneceği kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamındaki davacının banka hesap ekstresinin incelenmesinden, davacının 2012 yılı Nisan ayı ücretinin 26/05/2012, 2012 yılı Mayıs ayı ücretinin 29/06/2012 tarihlerinde, aynı yılın Haziran ayı ücretinin Temmuz ayı sonunda ödenmesi gerekirken üç gün gecikmeli olarak 03/08/2012 tarihinde ödendiği görülmektedir. 2012 yılı Temmuz ayı ücretinin ise ağustos ayı sonunda ödenmesi gerektiğine göre, bu ücret alacağı işçinin eylem yaptığı 03/08/2012 tarihinde henüz muaccel hale gelmemiştir. Şu halde davacının eylem tarihi olan 03/08/2012 tarihi itibariyle ücret ödemeleri düzensiz olmadığı gibi, ücretin ödenmesi gereken tarihten itibaren 20 gün içinde ödenmemesi halinde işçinin iş görme ediminden kaçınma hakkının bulunduğu göz önüne alındığında ücretin sadece üç gün gecikmeli ödendiği somut uyuşmazlıkta işçinin bu sebeple iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınma hakkının bulunduğundan söz edilemeyeceği anlaşıldığından işverence yapılan fesih haklı nedene dayalı olup davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde taleplerin hüküm altına alınması isabetsizdir.
    4-Taraflar arasında bir diğer uyuşmazlık davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusundadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Somut olayda; Mahkemece, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, dinlenen davacı tanıklarından birinin işverenle husumetinin bulunduğu, diğer tanığın beyanının ise hesaplamaya elverişli nitelikte olmadığı anlaşılmakta olup salt husumetli tanık beyanıyla söz konusu çalışmaların kanıtlandığının kabul edilerek hüküm tesis edilmesi hatalıdır. Dosya kapsamında, husumetli tanık beyanları haricinde, davacının fazla çalışma yaptığını ispatlamaya elverişli delil bulunmadığı nazara alınarak, söz konusu alacak talebinin reddine karar verilmelidir. Bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
    5-Karar başlığında davanın "İş Mahkemesi Sıfatıyla" görüldüğünün belirtilmemiş olması da doğru bulunmamıştır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 26.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi