19. Ceza Dairesi 2019/2203 E. , 2019/8276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
UYAP ortamında yapılan araştırmada ve aynı gün Dairemizin 2019/11660 Esas sayılı dosyası üzerinden incelenerek hükmünün bozulmasına karar verilen Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/1301 Esas sayılı dosyası ile iş bu dosyadaki fiiller bakımından TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanmasının gerekli olduğunun anlaşılması, anılan dosyada sanığın, aleyhine temyiz de bulunması karşısında kazanılmış hakkının saklı tutulmasına karar verilmemiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında;
01/05/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Ceyhan 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/210 Esas ve 2013/414 Karar sayılı kararı,
Hükmünün Dairemizce incelenerek 13/05/2019 tarihinde bozulmasına karar verilmesi, karşısında,
Anılan dava dosyası getirtilip incelenerek mümkün olanların birleştirilmesi, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2- Sanıkta 893 karton bandrolsüz sigara ele geçirilen eylem nedeniyle cezada hakça oranda teşdit uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilirken, anılan maddenin 1-c bendindeki hak yoksunluklarının alt soy ve haricindekiler yönünden ayrım yapılmaksızın şartlı salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmesi ve 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
4- 5607 sayılı Kanun’un “13. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına girmesi, Türkiye’de sicile kayıtlı olmaması ya da soruşturma ve kovuşturma devam ederken, kaçakçılık suçunun işlenmesinde tekrar kullanılması halinde, elkonulan araç alıkonulur. Sahibinin aracın değeri kadar teminatı alıkoyma tarihinden itibaren otuz gün içinde gümrük idaresine teslim etmesi halinde, araç sahibine iade edilir. Aksi takdirde, tasfiye idaresi tarafından soruşturma ve kovuşturma sonucu beklenmeksizin derhal tasfiye olunur. Tasfiyenin satış suretiyle gerçekleşmesi halinde, satıştan elde edilen gelirden taşıtın muhafaza edilmesi ve satışı için gerekli olan bütün masraflar karşılandıktan sonra kalan miktar, kovuşturma sonucuna göre işlem yapılmak üzere emanet hesabına alınır.” şeklindeki 10/2. maddesinin tasfiye usulüne ilişkin olduğu gözetilmeyip, malen sorumlu yargılamadan haberdar edilmeksizin ve iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olup olmadığı araştırılıp tartışılmaksızın, nakil aracının, ikinci kez kaçakçılık suçunda kullanıldığı şeklindeki yetersiz ve eksik kovuşturmaya dayalı gerekçe ile müsaderesine karar verilmesi,
5- Suç tarihi itibarıyla uygulanması gerek 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun kapsamında davaya katılma hakkı bulunmayan TAPDK’nun davaya katılmasına karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
6- Bandrolsüz olduğu hususunda itiraz ve tereddüt bulunmayan sigaralar ile ilgili keşif yapılarak sanık aleyhine sebep olmadığı yargılama giderine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 13/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.