20. Hukuk Dairesi 2019/372 E. , 2019/1938 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki TMK"nın 1007. maddesine dayalı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 19/03/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, davalı Hazine vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 23/07/2015 tarihli dava dilekçesi ile müvekillerinin müşterek maliki olduğu ... ili, ... mevkii, 454 nolu parselin bilirkişi raporuna göre (A), (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen toplam 4.959,38 m2"lik kısmının orman sınırları içinde kaldığına ve eylemli orman olduğuna dair kadastro komisyonunca yapılan tespitler üzerine Orman Genel Müdürlüğünce 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde tapu iptali ve tescil davası açılarak taşınmazın bir kısmının eylemli orman olduğu belirtilerek davacılar adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapu kaydının tesciline karar verildiğini, dava konusu taşınmazın, edinilmesinden önceki dönemde tapu kaydında ormanla ilgili hiçbir şerh bulunmadığını, müvekillerinin bu yerlere murislerinden intikalen sahip olduklarını, ancak daha sonra orman kadastrosu tespit çalışmaları sırasında dava konusu parselin 4.959,38 m2"lik kısmının orman sınırları içinde kaldığı tespit edilerek davacılar aleyhine açılan dava sonunda tapularının bir kısmının iptal edildiğini, müvekillerinin söz konusu yerleri tapuda kayıtlı özel mülkiyet kapsamında yer alan bir yer olması sebebiyle tapu siciline güvenerek üzerinde orman olduğuna dair hiçbir şerh olmadığı halde mülk edindiklerini, malik olduklarını, Medeni Kanunun 1007. maddesinde devletin, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlarından sorumlu olduğunu, dava konusu yerlerin tapu sicil kaydına güvenilerek müvekillerince edinildiğini, bu kayda güvenen müvekillerinin uğradığı zarardan devletin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları ile ıslah ve ek dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.-TL maddi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacı müvekkilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile talep ettikleri tazminat miktarını 125876,43.-TL"ye artırmışlar tapu iptal ve tescil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin tahsilini talep etmişlerdir.
Mahkemece davacının davasının kabulü ile, 125,876,43.-TL tazminatın tapu iptali ve tescil tarihinin kesinleştiği 08/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Hazine vekili tarafından
istinaf edilmekle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, "... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/324 E. - 2017/239 K. kararının HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının davasının kabulü ile, 11590,80.-TL tazminatın tapu iptal tescil tarihinin kesinleştiği 08/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı vekilin temyiz isteminin süresinden reddine dair ek karar verilmiş ancak bu karar temyiz edilmemiştir.
Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf mahkemesi tarafından 11590,80.-TL tazminatın tapu iptal ve tescil tarihinin kesinleştiği 08/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, bu karar davacı tarafça temyiz edilmişse de; temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi nedeni ile temyiz isteminin reddedildiği, bu kararın temyiz edilmemiş olması nedeni ile davacının geçerli bir temyizi olmadığı, hükmedilen tazminat miktarının karar tarihi itibariyle 47530,00.-TL’lik temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.
O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp, davalı vekilinin temyiz itirazlarının 6100 sayılı HMK"nın 362/1-a ve 2, 366 ve 352. maddeleri uyarınca REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.