Esas No: 2008/5046
Karar No: 2009/3881
Karar Tarihi: 16.03.2009
Faiz - Munzam Zarar - Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/5046 Esas 2009/3881 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2008/5046 E., 2009/3881 K.
21. Hukuk Dairesi 2008/5046 E., 2009/3881 K.
- FAİZ
- MUNZAM ZARAR
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 113 ]
"İçtihat Metni"
Davacı, iş kazasından dolayı bağlanan gelirlerinin geç ödenmesi sebebiyle birikmiş faiz alacağı ile munzam zararının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2- Dava, davacının iş kazasından dolayı bağlanan gelirlerin geç ödenmesi sebebiyle birikmiş faiz alacağı ile munzam zararının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, gelirin geç bağlanmasına davacının kusuru ile sebebiyet verdiği, Kurumun bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, birikmiş gelirlerin geç ödenmesiyle ilgili faiz alacağı ve munzam zararın ödenmesine ilişkindir.
Yapılan incelemede davacının 27.11.1994 tarihinde işveren Mehmet"e ait kömür ocağında geçirdiği iş kazası nedeniyle davacı kabulüne göre 07.06.1996 davalı beyanına göre 07.06.1995 tarihinde davalı Kuruma "iş kazası" bildiriminde bulunduğu, SSK"nın "müfettiş tahkikatı yapmadan" davacıya 04.07.1995 tarihinde yazılan yazı ile adli makamlara başvurulması gerektiğinin bildirildiği, nihayetinde Uzunköprü Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılan maddi-manevi tazminat davası sonucunda mahkemenin 13.06.1997 ve 06.10.1998 tarihli yazı ile SSK Genel Müdürlüğü"ne 27.11.1994 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu malul kalan davacının maluliyet oranının belirlenmesini istemesi üzerine SSK Sağlık Dairesi Başkanlığı"nca kurumu bağlamamak üzere sürekli iş göremezlik oranının %49 olarak belirlendiği, başkaca bir işlem yapılmadığı, davalı Kurumca 17.06.2002 tarihinde tahkikat için Kurum müfettişine talimat verildiği ve 23.10.2002 tarihli tahkikat raporu ile olayın iş kazası olduğunun kabul edildiği, mahkemenin 18.04.2003 tarihli yazısı ile Kurumdan davacıya bağlanan gelirin en son peşin sermaye değerinin sorulması üzerine davalı Kurumca 21.03.2004 tarihinde davacıya 15.02.1995 tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik geliri bağlandığı, davacının davalı Kuruma 22.03.2004 tarihinde başvuru sonucu birikmiş gelirlerinin ödendiği, davacının bu ödemeler için Kuruma başvuru dilekçesinin ya da ödeme dekontunun dosya içerisinde olmadığı, bu davanın da 22.03.2004 tarihinde birikmiş gelirlerin ödenmesine karşın birikmiş faiz alacağının ödenmemesi ve munzam zararın tazmini için açıldığı görülmektedir. Tüm bu kayıt ve belgelerden davalı Kurumun 07.06.1995 veya 07.06.1996 tarihinde iş kazasından haberdar olmasına rağmen iş kazası ile ilgili gerekli araştırma ve inceleme görevini yapmadığı, mahkemenin 13.06.1997, 08.10.1998 tarihli yazıları üzerine dahi iş kazası ile ilgili işlemlere başlamadığı ve sürekli iş göremezlik gelirini gecikerek 21.03.2004 tarihinde bağladığı ve gecikmeye Kurumun kusuru ile sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan Borçlar Kanunu"nun 113/2. maddesi hükmüne göre evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulduğu (ihtirazi kayıt) ve saklı tutulduğunun hal ve koşullarından çıkarılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa ve sair bir surette son bulmuş olsa bile borcun fer"isi olan faiz varlığını sürdürmekle ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.
İşlemiş faizleri talep etme hakkı borçluya yöneltilen bir irade bildirimi ile yapılan bu beyanla ilgili yasalar bir şekil şartı öngörülmemekle birlikte; asıl borç son bulduğu halde alacaklı, bu hakkını saklı tuttuğunu veya durumun koşullarından bunun anlaşılması gerektiğini kanıtladığı takdirde işlemiş faizler ile ilgili hakkını talep edebilecektir.
Hal böyle olunca, davacının birikmiş gelirleri alırken faiz hakkını saklı tuttuğuna dair varsa dilekçesi, ödeme dekontu getirtilerek, ihtirazi kayıt ileri sürülerek ya da fazlaya dair hak saklı tutularak birikmiş gelirler davacı tarafından alınmışsa faiz isteme hakkının bulunduğu kabul edilmektedir.
Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde araştırma yapılmadan hatalı değerlendirme, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.