Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/368
Karar No: 2009/3867
Karar Tarihi: 16.3.2009

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/368 Esas 2009/3867 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2009/368 E.  ,  2009/3867 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Denizli 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 28/10/2008
    NUMARASI : 2007/1272-2008/743

    Davacı, SSk"lı süreleri hariç  1.6.1995-26.1.2007 tarihleri arası tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün  taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici  sebeplere göre davalı Kurum vekilinin tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
    2-Dava davacının 1.6.1995 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı çalışmaları hariç 26.1.2007 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacının 1.1.1996-31.5.1999 1.1.2000-30.4.2000, 1.1.2002-30.4.2002 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan  Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.
    2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının  esas alınacağı  bildirilmiştir.  Bu kayıtların  tarımda  kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi  olduğu ortadadır.
    Yapılan incelemede, davacının sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 18.5.1995 tarihinde yapıldığı ilk  kesintiden sonra 29.3.1996 19.3.1997, 11.5.1998, 6.5.1999, 20.4.2000, 25.4.2001, 8.4.2002 tarihlerinde prim kesintisi yapıldığı, ziraat odası kaydının 20.4.2005 tarihinde başlayıp devam ettiği,  Tarım Kredi Kooperatiflerine ortak olup olmadığının mahkemece araştırılmadığı, Ziraat Bankası"ndan Zirai Kalkınma fonundan kredi aldığı ancak tarihlerinin belirtilmediği, İlçe Tarım Müdürlüğü"nden zirai amaçlı Tarımsal Kredi almadığı, tapuda 2000 yılında alınan 400 m², 2002 yılında alınan 11.100 m² arazisinin bulunduğu, davalı Kurumca, 12.12.2007 tarihindeki yazı içeriğine göre 7183791532 Bağ-Kur numaralı giriş bildirgesinde yer alan bilgilere göre Kuruma tescilinin 1.6.1995 tarihinden itibaren başlatıldığı, ancak dosyada davacının giriş bildirgesine rastlanmadığı, 5.12.2000-15.12.2000 tarihleri arasında 10 gün, 18.7.2006-27.7.2006 arası 10 gün 26.1.2007-29.2.2007 tarihleri  arasında 36 gün 506 sayılı Yasa"ya tabi  zorunlu çalışmalarının Kuruma bildirildiği, davalı Bağ-Kur ise davacının Kuruma tescilinin olmadığını 4.6.2007 tarihli yazısı ile bildirdiği, ne var ki, davalı Kurumca yargılama devam ederken Kuruma intikal eden prim kesintileri dikkate alınarak davacının 1.6.1995-31.12.1995, 1.6.1999-31.12.1999, 1.5.2000-31.12.2000, 1.5.2001-31.12.2001, 1.5.2002-3.11.2002, 1.9.2007 devam şeklinde davacının sigortalılığının kabul edildiği görülmektedir.
    Mahkemece, Kurumca kabul edilmeyen süreler nazara alınarak verilen tespit kararı yerinde ise de 3.11.2002-31.8.2007 tarihleri arasındaki dönemin eksik inceleme ve araştırma sonucu reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş; davacının zirai amaçlı kooperatiflere özellikle 1271 sayılı Akçay Tarım Kredi Kooperatifine ortak olup olmadığı araştırılmalı, şayet kooperatif kaydı var ve başlangıç tarihi 3.11.2002 tarihinden önce başlıyor ise davacının 3.11.2002-38.2007 tarihleri arasındaki dönemde de tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu kabul edilmeli ve 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışmaları dışlanarak bu döneme ilişkin istem kabul edilmelidir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya  iadesine,     16.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi