Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının murisi İ.B.in meslek hastalığı sonucu öldüğü iddiasına dayalı hak sahibi davacının uğradığı maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, YSK’nun ve SSK Zonguldak Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin raporlarına dayanılarak davacının murisinin ölümünün meslek hastalığına bağlı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır.
Gerek muris sigortalının 2.9.2007 ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa"nın 12. Maddesinde gerekse 5510 sayılı Yasa"nın 16. maddesinde meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanacağı bildirilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahipleri bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin veRilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malûllük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
"Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 40. maddesine göre de," Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;
a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği"nin 5. ve geçici 2. maddesine göre
Ankara, İstanbul ve Zonguldak’ta Sağlık Bakanlığı Meslek Hastalıkları Hastaneleri veya devlet üniversitesi hastaneleri) tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağılık kurumu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi,
b)Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi, sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Öte yandan kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığının tesbiti ön sorundur. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığı ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca hak sahibine gelir bağlanamayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı olmadığından ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğunun tesbitine ilişkin davanın maddi tazminat istemli dava ile birarada görülüp sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. HGK"nun 7.2.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/ 55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.
Somut olayda muris sigortalının davalı kurumca 30.3.1965 tarihinde % 20 oranında meslek hastalığına duçar olduğu tesbit edilerek sürekli iş göremezlik geliri bağlandığı, bu oranının 11.4.1966 tarihinde artış göstererek % 40"a yükseldiği, sigortalının 2.9.2007 tarihinde ölümü üzerine ölüm olayının SGK"na bildirildiği ancak Kurumca 17.1.2008 tarihli Tıbbi Konsey Kararı"nı esas alarak ölümün meslek hastalığına bağlı olmadığına karar verildiği, davacının murisinin ölüm nedeninin meslek hastalığı olmadığı YSK’nun 18.07.2008 tarihli raporunda ve SSK Zonguldak Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin 09.01.2008 tarihli raporunda tesbit edildiği,davacının her iki raporada itiraz ettiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca; Mahkemece davacının YSK’nun raporuna itiraz etmiş olmasına rağmen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararında belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumundan rapor alınması bu raporun YSK raporu ile çelişmesi halinde giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılmaksızın ,eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; yukarda açıklandığı şekilde araştırma yapılarak Adli Tıp Kurumundan rapor almak alınan raporda ölümün meslek hastalığına bağlı olmadığının bildirilmesi halinde şimdiki gibi davanın reddine karar vermek, Adli Tıp Kurumunca ölümün meslek hastalığına bağlı olduğunun bildirilmesi halinde ise; davacıya Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine " murisi sigortalının meslek hastalığı sonucu öldüğünün tesbiti" davası çıkması için önel vermek, tesbit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.