Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dava, iş kazası sonucu beden güç kaybına uğrayan davacının; yapılacak tedavisi ve estetik ameliyat için 1.000,00 YTL, ekonomik geleceğinin sarsılması nedeni ile 1.000,00 YTL maddi ve 60.000,00 YTL manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat isteminin atiye bırakılmış olması nedeni ile açılmamış sayılmasına ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacı vekilinin 27.03.2008 günlü duruşmada estetik ameliyat bedeline ilişkin davadan vazgeçtiklerini, ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle maddi tazminat istemini atiye bıraktıklarını beyan etmiş, davalı vekili 17.04.2008 tarihli duruşmada atiye bırakma talebini kabul ettiğini bildirmiştir.
HUMK."nun 185. Maddesinde davacının davalının rızası ile davasını takipten sarfınazar edebileceği bildirilmiştir. Davayı takipten sarfınazar etmek anılan yasanın 409. maddesinde düzenlenen "davayı takip etmeme"den farklı bir usul müessesesi olup davayı takipten sarfınazar edilmesi halinde "davanın geri alındığı" kabul edilerek dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmelidir.
Mahkemece tedavi ve estetik ameliyat gideri olarak talep edilen maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle talep edilen maddi tazminat istemi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalı olmuştur.
2-Zararlandırıcı olaya maruz kalan davacı, olay günü işyerinde, açık bulunan çamı kapattığı sırada mandalı bozuk olan çerçevenin aşağı düşmesi ve kırılan camın yanağını kesmesi nedeni ile yüzünde sabit eser oluşacak ve 10 gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralanmıştır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu tarafından yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen 31.01.2007 tarihli İş müfettişi raporunda olayın oluşmasında % 60 İşveren kusuru, % 40 davacı kusuru olduğunun bildirildiği, mahkemece bu rapor esas alınmak sonuca gidildiği görülmektedir.
Hükme dayanak alınan müfettiş raporu; İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, bu raporun İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek ve davacı tarafça kararın temyiz edilmemesi nedeni ile kusur oranı ile ilgili davalı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu da gözetilerek sonuca göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı şirketin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının manevi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.