Davacı,SSK"lı çalışmaları hariç 13.8.1982 tarihleri itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 13.08.1982 tarihinden itibaren dava tarihine kadar olan sürede SSK lı çalışmaları dışında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın, reddine karar verilmiştir. .
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının vergi kaydından dolayı 13.08.1982 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği, Kurum tarafından sigortalılığının 31.08.1993 tarihinden itibaren sona erdirildiği, davacının 13.08.1982-31.13.1998 tarihleri arasında vergi kaydının, 20.12.1993-26.06.2006 tarihleri arasında oda kaydının bulunduğu, 13.08.1982-31.08.1993 tarihleri arasındaki döneme ait Bağ-Kur’a prim borçlarını kuruma ödediği, 01.10.1978-20.07.2005 tarihleri arasında kesintili olarak S.S.K.na tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığı, bu çalışmalardan 2004 yılında 136 gün, 2005 yılında 36 günlük çalışmasının bulunduğu, Kurum tarafından 1479 sayılı Yasa"nın Ek 19 maddesi uyarınca prim ödemelerinin karşılığı olan 31.08.1993 tarihi itibari ile sigortalılığın sona erdirildiği görülmektedir.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kurulumu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görürmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24.madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde yeniden değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Somut olayda davacının 26.05.2006 tarihine kadar devam eden oda kaydı nedeni ile zorunlu Bağ-kur sigortalılık koşullarını taşıdığı anlaşılmaktadır.
22.02.2006 gün ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 13.maddesi ile değişik 1479 Sayılı Kanunun Ek 19.maddesinde; “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez...”
Aynı Kanunun 14 üncü maddesiyle 1479 sayılı Kanuna eklenen Geçici 26. maddesinde ise “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 31/3/2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar veya hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında Ek 19 uncu madde hükmü uygulanır” denmektedir. Anılan maddeler uyarınca, Bağ-Kur’la sigortalılık ilişkisi sadece kayıtlar düzeyinde kalan, prim ödemesi bulunmayıp, sigorta kollarından yararlanmayan, bu nedenle de Kurumla fiilen sigortalılık bağlantısı bulunmayanların sigortalılık sürelerinin durdurulması ve bu sürelere ilişkin sigorta primlerine Kurum alacakları içerisinde yer verilmemesi amaçlanmıştır. Ek 19.madde, bu kapsamda bulunan sigortalılara borçlarından imtina, bu yolla sigortalılık sürelerini değerlendirmeme, primi ödenen sigortalılık sürelerini ise, hizmet birleştirmesinde ya da Bağ-Kur’dan yaşlılık aylığı tahsisinde kullanabilme hak ve olanağı vermektedir.
17.04.2008 gün ve 5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun
73.maddesi ile eklenen 5510 Sayılı Kanunun geçici.17 maddesinde; “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.
Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır şeklinde düzenlenmiştir.
Bu dözenlemeye göre davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılık şartlarını taşıdığı 26.05.2006 tarihine kadarki süreye ait prim borçlarını 5510 sayılı Yasa"nın geçici 17 maddesinin ikinci fıkrasına göre Kuruma müracaat ederek ödeme imkanı bulunmaktadır.
Mahkemece 5510 sayılı Yasa"nın geçici 17 maddesi hükmüne aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halined davacıya iadesine 16.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.