20. Ceza Dairesi 2019/1509 E. , 2020/169 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Kayseri 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli ve 2016/475 esas, 2016/574 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 28/05/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu nedeni ile Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda 08/01/2016 tarihli ve 2016/693 soruşturma, 2016/19 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın 18/01/2016 tarihinde mernis adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, 25/02/2016 tarihinde infazı için Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 26/02/2016 tarihli, 2016/554 DS sayılı çağrı yazısının 03/03/2016 tarihinde mernis adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması üzerine 15/03/2016 tarihli ısrar uyarısını içeren çağrı yazısının 21/03/2016 tarihinde doğrudan mernis adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz işlemleri Değerlendirme Komisyonunun 04/04/2016 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 14/04/2016 tarihinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca yükümlülüklerini ihlalde ısrar ettiği gerekçesiyle erteleme kararının kaldırılarak 06/05/2016 tarihli, 2016/693 soruşturma, 2016/6117 esas ve 2016/5140 sayılı iddianame ile sanık hakkında TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
4- Kanun yararına bozma istemine konu Kayseri 13.Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli ve 2016/475 esas, 2016/574 sayılı kararı ile; denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından sanığın doğrudan mernis adresine tebligat çıkarıldığı,sanığın beyanında belirtilen adrese tebligat çıkarılmadığı gerekçesiyle “CMK’nın 223/8.maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamı için Kayseri
Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına” karar verildiği, kararın 13/12/2016 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/01/2016 tarihli ve 2016/693 soruşturma, 2016/19 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davası açılması üzerine, kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının düşürülmesine ilişkin Kayseri 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli ve 2016/475 esas ve 2016/574 sayılı kararı kapsayan dosya incelendi.
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenlemeler karşısında, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, düşme kararı verilerek dosyanın sonuçlandırılmasında isabet görülmemiştir.” denilerek Kayseri 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli ve 2016/475 esas ve 2016/574 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında, öncelikle bilinen en son adrese, mernis adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği anlaşıldığından , mahkemenin sanığın mernis adresine doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatların geçerli sayılamayacağına yönelik değerlendirmesinin bu nedenle yerinde olduğu ancak,
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde ; “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenleme yer almaktadır. Somut olayda, mahkemesince,açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, kamu davasının düşmesine karar verilerek dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; kamu davası hakkında durma kararı verilerek, kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kamu davasının düşmesine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Kayseri 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli ve 2016/475 esas ve 2016/574 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 08/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.