Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8613
Karar No: 2016/3445

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/8613 Esas 2016/3445 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/8613 E.  ,  2016/3445 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve tereke idare memuru tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.03.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilenler vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden tereke İdare Memuru ... gelmedi yokluğunda, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan ..."ın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 1284 ada 76 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümü torunları davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, murisin satış ihtiyacı olmadığını, devir tarihinde yaşları küçük olan davalıların alım güçlerinin bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline, olmadığı taktirde bedelinin faiziyle tahsiline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
    Davalılar, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldıklarını, alım güçlerinin bulunduğunu, annelerinin kendisini evlat edinen teyzesi ..."den kendisine miras yolu ile intikal eden taşınmazı kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle vermesi sonucu edindiği iki daireyi murise ve eşine bedelsiz devrettiğini, hastalıklarında ilgilendiğini, sağlık giderlerini karşıladığını, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalılara temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, murisin kendisine ve eşine yıllarca bakan, eşine ve kendisine dairelerini devreden kızı ..."e olan minnet duygusu ile taşınmazı devrettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ın vekili ... aracılığıyla çekişme konusu 1284 ada 76 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümü 25.08.2000 tarihli akitle torunları olan davalılara 1/2"şer paylı olmak üzere satış suretiyle temlik ettiği, davalı ..."in yaşı küçük olduğundan satışı velayeten anne ve babasının kabul ettiği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, muris ..."ın terekesine ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.10.2010 tarih, 2010/3 sayılı tereke dosyası ile Av. ..."ın tereke temsilcisi olarak atandığı, bundan sonra tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam edildiği görülmektedir.
    Davada tereke temsilcisi atandığına göre, davacının davayı takip etme hakkı bulunmadığında kuşku yoktur. Bu nedenle davacının temyiz dilekçesinin Reddine.
    Tereke temsilcisinin temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. Borçlar Kanunu"nun 213. (BK) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davacı ..."un 1922 doğumlu mirasbırakan ..."ın kızı olduğu, davacının davalıların ise murisin diğer kızı mirasçı ..."den olma torunları oldukları, çekişme konusu taşınmazın satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğu, davalıların temlik tarihinde yaşları küçük olup alım güçlerinin olmadığı, murisin emekli Albay olduğu, murisin ve eşinin sağlık harcamalarının ..."nca karşılandığı, murisin istemediği kişi ile evlendiği için davacı ile arasının açık olduğu sabittir.
    Öte yandan, murisin kızı ve davalıların annesi olan ..."in teyzesi ... tarafından evlat edinildiğine dair dosyada bir belge olmadığı, ..."in annesi ..."e 1978 yılında 585 ada 144 parsel sayılı taşınmazda pay satışı yaptığı, kat mülkiyeti tesis edilmekle 1981 yılında aynı taşınmazda 10 nolu bağımsız bölümün murisin eşi ... adına tescil edildiği, onun 19.05.2000 tarihinde ölümüyle 2001 yılında mirasçılarının intikali yaptırıp aynı gün üçüncü kişiye satış yaptıkları, 585 ada 144 parseldeki 14 nolu bağımsız bölümün intifasının da muris ile eşi adına kayıtlı olduğu, murisin eşinin ölümü ile intifanın sadece murise verildiği, murisin ölene kadar bu dairede oturduğu, dava konusu yerin ise davalı ... ile babası tarafından iş yeri olarak kullanıldığı, ayrıca, dosya kapsamı ve tanık beyanları ile murisin kızı ..." le daha yakın oldukları, davacının da murisle az da olsa görüştüğü açıktır.
    Öyleyse, değinilen bu olgular, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğine mirasbırakan ..."ın dava konusu taşınmazı torunları davalılara satış suretiyle temlikindeki gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır. Diğer taraftan, murisin sağlık harcamalarının devlet eliyle karşılandığı sabit olup, kendisiyle ilgilendiği için minnet duyduğu söylenen kızı ..."e yaptığı bir temlik de bulunmamaktadır. Mahkemenin aksi kabulünün doğru olduğu söylenemez.
    Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Tereke temsilcisinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi