11. Hukuk Dairesi 2016/2972 E. , 2016/9693 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/10/2015 tarih ve 2013/482-2015/414 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20/12/2016 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili ... ile davalının ortak olduğu şirketlerdeki hisselerin devri konusunda 04.04.2012 tarihinde "hisse devir sözleşmesi" imzaladıklarını, bu devir sözleşmesinin ilgili maddeleri gereğince davalının çek bedellerinin hepsini tahsil etmesine ve bankalardaki kefalet, ipotek ve yükümlülüklerin kaldırıldığına ilişkin belgeleri almış olmasına rağmen sözleşmede belirtilen süre içinde çeklerin teminatı olarak verilen ve davacı şirket adına kayıtlı gayrimenküllerin üzerinde bulunan ipoteği fek etmediğini ileri sürerek, davacı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan ipoteğin fekkini, 2.000.000 USD cezai şartın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cezai şart talebi bakımından yetki ve görev itirazında bulunarak, taraflar arasında yapılan sözleşmede belirtilen hükümler doğrultusunda ..."nın edimlerini yerine getirmediği için hisse devir sözleşmesinin 5.maddesinde düzenlenmiş olan 5.000.000 USD ve 2.000.000 USD cezai şartların müvekkili lehine tahakkuk ettiğini, resmi ipotek senedinde " tüm borçlarını " ödeme şartının konulduğunu, halen cezai şarttan doğan borcunu ödemediğini, ipoteğin fekki talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı ..."nın halen tüm borçlarını ödemediği için cezai şart talebinin haksız olduğunu, ayrıca devir sözleşmesinden sonra yapılan ek protokol ile cezai şartın kaldırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın hisse devir sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının davalının hisselerini devralan olarak sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen çek bedellerinin tamamını ödediği, ancak davalının ipotekleri süresi içinde kaldırmadığı için davacının açmış olduğu her iki davanın şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne ipoteğin fekkine, 2.000.000 USD cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, limited şirket hisse devir sözleşmesinde öngörülen edimlerin teminatı olarak verilen ipoteklerin kaldırılması ve cezai şart istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesi uyarınca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Ticaret Kanunu"nda düzenlenmiş olan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanun"un 5. maddesinde ise ticari davaların dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görüleceği ve asliye ticaret mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda davacı tarafça, limited şirket hisse devir sözleşmesinde öngörülen edimlerin teminatı olarak verilen ipoteklerin kaldırılması ve cezai şart talep edilmiş olup, işbu dava yukarıda anılan hüküm uyarınca mutlak ticari davadır. Bu durumda mahkemece, davanın asliye ticaret mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.