1. Hukuk Dairesi 2014/8134 E. , 2016/3438 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.03.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi temyiz edilen davalılar ... vd. vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ..."ın ehliyetsiz olduğu dönemde düzenlediği ölünceye kadar bakma akitleri ile 70 ada 118 parsel sayılı taşınmazdaki 12, 13, 14 nolu bağımsız bölümler ile 1093 ada 1 sayılı parseldeki 27 nolu bağımsız bölümü manevi evlatları davalılar ... ve ..."e ölünceye kadar bakma koşuluyla temlik ettiğini, onların da 27 nolu bağımsız bölümü davalı ..."a satış suretiyle devrettiklerini, murisin çocuksuz olup, 4 yeğenini 1980 yılında evlat edindiğini, her bir manevi evladına birer daire almak suretiyle adilane dağıtım yapmak istediğini, ancak temlik tarihinde 89 yaşında olup, temliklerin mal kaçırmak amacıyla ve murisin kandırılması sonucu gerçekleştiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmışlar, yargılama sırasında 12 nolu bağımsız bölümün dava dışı kişiye temlik edilmesi nedeniyle bu bağımsız bölüm bakımından isteklerini bedele dönüştürmüşlerdir.
Davalılar, murisin 4 yeğenini evlat edindiğini, daha sonra doktor raporu ile murisin fiil ehliyeti belirlenerek 27.10.2008 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile Türk Medeni Kanununun 510/2. maddesi hükmüne göre davacıları mirasından çıkardığını, mirastan ıskat edilmiş olduklarından davacıların dava açma haklarının bulunmadığını, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/757 Esas sayılı dosyası ile alınan mirasçılık belgesinde davacıların mirasçı olarak yer almadıklarını, iddiaların asılsız olduğunu, murisin bakımı ile davalı ..."nin ilgilendiğini, akitten doğan bakım borcunun yerine getirildiğini, davalı ..."ın bedelini ödeyerek 27 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muris tarafından düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin dosya kapsamı ile geçerli olduğu, ehliyetsizlik ve muvazaa iddiasının sabit bulunmadığı, murisin mirasçılarını gösterir iki ayrı mirasçılık belgesi olduğu, son alınan mirasçılık belgesinde davacıların mirasçı olarak yer almadıkları, murisin davacıları mirastan ıskat ettiği, vasiyetnameye karşı davacıların her hangi bir girişimde bulunmadıkları, davalı ..."ın dava konusu 27 nolu bağımsız bölümü bedelini ödeyerek satın aldığı, anılan davalının ikinci el konumunda olup, iyi niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ın 13.11.2008 tarihinde düzenlediği sözleşmeler ile çekişme konusu 70 ada 118 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu mesken ile 1093 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 27 nolu meskenin ½ payını davalı ..."ye, 70 ada 118 parsel sayılı taşınmazdaki 13 ve 14 nolu bağımsız bölümler ile 1093 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 27 nolu bağımsız bölümün ½ payını ise davalı ..."e ölünceye kadar bakma koşuluyla devrettiği, ardından murisin ve davalıların 17-18.11.2008 tarihli talepleri ile anılan taşınmazların davalılar ... ve ... adına tapuya tescillerinin yapıldığı, daha sonra 1093 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 27 nolu bağımsız bölümü davalılar ... ve ..."in 12.10.2010 tarihli akitle davalı ..."a satış suretiyle temlik ettikleri, öte yandan, eldeki dava açıldıktan sonra davalı ..."nin dava konusu 12 nolu meskeni de 08.12.2010 tarihli akitle dava dışı ..."a satış suretiyle temlik ettiği, murisin 27.10.2008 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile, evlat edindiği davacılar ... ile ..."i bakım, ihtimam ve gözetim ihtiyacını karşılamadıklarından, ilgilenip evlatlık vazifelerini yerine getirmediklerinden Türk Medeni Kanunu"nun 510/2. maddesi gereğince mirasında ıskat ettiği ve dava konusu taşınmazlar dahil tüm mal varlığını davalılar ... ve ..."e vasiyet ettiği kayden sabittir.
Ayrıca, dosya kapsamı ve dairece belirlenen duruşma günü sunulan belge içeriğinden, yukarıda içeriği açıklanan vasiyetnamenin iptali için aynı davacıların ... Asliye Hukuk Mahkemesinde 2011/21 Esas sayılı dosyasında dava açtıkları, anılan dava dosyasında alınan 23.11.2012 tarihli ... Kurumu raporunda, muris ..."ın 27.10.2008 tarihli vasiyetnamenin tanzimi tarihinde dosya kapsamı, tanık beyanları ve tıbbi belgelere göre fiil ehliyetine haiz olduğunun belirlendiği, ancak davalının davacıların mirastan ıskat edilmesini gerektirir koşulların varlığı ispatlanamadığından murisin tasarrufunun geçerli olup ıskat edilen mirasçıların saklı payı yönünden vasiyetnamenin geçersizliğine karar vermek gerektiği belirtilerek aynı Mahkemenin 24.10.2014 tarihli, 2014/543 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak kararın kesinleşip kesinleşmediği belli değildir.
Öte yandan, muris ..."ın mirasçılarını gösterir iki ayrı mirasçılık belgesi olduğu, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.07.2010 tarihli, 2010/597 Esas, 2010/620 Karar sayılı kararında mirasçılar arasında gösterilen davacıların, hemen akabinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.10.2010 tarihli, 2010/757 Esas, 2010/1066 Karar sayılı dosyası üzerinden alınan mirasçılık belgesinde ise mirasçı olarak yer almadıkları açıktır.
Hemen belirtmek gerekir ki, davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 11.04.1990 tarihli, 1990/1-152 Esas-1990/236 Karar sayılı kararında da aynı husus benimsenmiştir.
Diğer taraftan, bilindiği üzere, eldeki davada ileri sürülen her iki hukuki sebep bakımından dava açılabilmesi için ehliyetsiz olduğu iddia edilen ya da mal kaçırdığı ileri sürülen murisin mirasçısı olmak gerektiği, başka bir deyişle dava açma hakkının murisin mirasçılarına ait olduğunda kuşku yoktur.
Somut olayda ise, yukarıda açıklanan ilke ve olgular ve dosya kapsamına göre, mirasbırakan ..."ın düzenlediği vasiyetname ile eldeki davayı açan davacıları mirasından ıskat ettiği, mirastan ıskata konu vasiyetnamenin iptali bakımından açılan davanın ise derdest olup, henüz kesin hükme bağlanmadığı görülmektedir.
Hâl böyle olunca; 27.10.2008 tarihli vasiyetnamenin iptali için açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2014 tarihli, 2011/21 Esas, 2014/543 Karar sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediğinin tespit edilmesi, o dava dosyasının içeriği dikkate alınarak belirlenecek mirasçılık durumunun gözetilmesi ile hasıl olacak sonuca göre işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.