12. Ceza Dairesi Esas No: 2015/3374 Karar No: 2016/1581 Karar Tarihi: 09.02.2016
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/3374 Esas 2016/1581 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2015/3374 E. , 2016/1581 K. "İçtihat Metni"
Tebliğname no : 12 - 2014/265049 Mahkemesi : Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi Tarihi : 10/04/2014 Numarası :2013/1093 - 2014/460 Suç :Taksirle yaralama
Taksirle yaralama suçundan katılan/sanık H.. S.. ile sanık B.. M..’ın mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanık müdafi ile katılan ve katılan/sanık müdafi/vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: I-Katılan/sanık H.. S.. hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50. ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2.000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3.000 TL’ye kadar (3.000 TL dahil) para cezalarının 5320 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu, 10.04.2014 tarihinde verilen 1500 TL."den ibaret mahkumiyet hükmüne karşı suç niteliğine ilişkin de herhangi bir temyiz istemi bulunmadığından, katılan/sanık H.. S.. müdafinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, II-Sanık B.. M.. hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafi ile katılan ve katılan/sanık vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Katılan/sanık H.. S..’in saat 19.30 sıralarında idaresindeki araç ile seyrettiği sokaktan, şerit çizgisi ile bölünmüş sokağa girip, karşı yöndeki sokağa geçiş yapmak istediği sırada ana yol konumundaki sokaktan düz seyreden sanık B.. M.. idaresindeki araç ile çarpışmaları sonucu katılan/sanık H.. S..’in hayat fonksiyonlarını 2. derecede etkileyen ve aracıdaki katılan F.. S..’in hayat fonksiyonlarını 4. derecece etkileyen kemik kırıkları oluşacak şekilde, sanık B.. M..’ın ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir derecede yaralandıkları olayda, sanık B.. M..’ın tali kusurlu olduğunun tespit ve kabul edilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, katılan ve katılan/sanığın ağır şekilde yaralandıklarının anlaşılması karşısında; iki sınır arasında temel ceza belirlenirken adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden ceza tayini, Kanuna aykırı olup, katılan ve katılan/sanık vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.