22. Hukuk Dairesi 2016/816 E. , 2018/25345 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalı şirkette 07/03/2012- 05/06/2012 tarihleri arasında çalıştığını, çalıştığı dönem içerisinde ödenmeyen ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine ... 23. İcra Müdürlüğü"nün 2012/10358 esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, borçlunun süresi içinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu öne sürerek itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalı aleyhine % 40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Savunmasının Özeti:
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının icra dosyası kapsamında talep ettiği miktar alacaklı olduğu, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilerek talep tarihine göre %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle dava konusunun ödenmeyen ücret alacağına ilişkin olduğu, fesih konusunun ise uyuşmazlık konusu olmadığı görüldüğünden mahkemece işverence yapılan feshin haksız olduğunun karar gerekçesinde belirtilmesi hatalı olup fesih konusunun taraflarca ileride açılması muhtemel tazminat davasında değerlendirilebileceğinin anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Bu şartlar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut olayda, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı yararına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de davacının ücretinin miktarı taraflar arasında ihtilaflı olup, alacak likit değildir. Bu itibarla davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın hüküm sonucunun icra inkar tazminatının kabulüne ilişkin 2. bendi tamamen silinerek yerine, “Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” şeklindeki bendin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 26/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.