3. Hukuk Dairesi 2016/354 E. , 2017/7378 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını, boşanma ilamında belirtilen iştirak nafakasına ilişkin olarak davalının Edremit 1.İcra Müdürlüğü 2013/1731 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi açtığını, davalı tarafın müvekkilinin tüm malvarlığına tedbir koydurduğunu, müvekkilinin maaşından kesinti yaptırdığını, aracına haciz koydurtup yakalattığını, müvekkilinin kendi malvarlığı üzerindeki tasarrufunun tamamen engellendiğini, zor durumda kalan müvekkilinin icra dosyasındaki 8.480,89 TL borcu 02/10/2013 tarihinde ödediğini bunun üzerine İcra Hukuk Mahkemesindeki dava konusu kalması nedeniyle reddedildiğini iddia ederek, ödediği 8.480,89 TL"nin 02.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı özetle; davacının hiçbir belgeleye dayanmayan elden ödeme iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafın baba olması sıfatıyla ve kendi isteği ile ve babalık görevi gereği bir kısım harcamalar yaptığını, nafaka için yaptığı ödemeleri banka üzerinde ve açıklamalı olarak yaptığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-) Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun kapsamındaki aile hukukundan (2. kitabı) doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür.
İİK’nun 72. maddesi uyarınca açılan menfi tesbit ve istirdat davası, genel hükümlere tabidir. İcra İflas kanunundan göreve ilişkin özel bir hüküm öngörülmemiştir.
Nafaka borcunun istirdadına yönelik davada; borcun TMK.nun 182/2, 327 ve devamı maddelerinden kaynaklandığı ve dolayısıyla “Aile Hukukuna” ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Borç, Aile Hukukundan (nafaka yükümlülüğünden) doğduğuna göre; açılan bu davanın 4787 sayılı yasanın 4.maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; bu yönler göz önünde tutularak, o yerde ayrı bir Aile Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilerek, Aile Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılması gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.