Esas No: 2017/2030
Karar No: 2017/9993
Karar Tarihi: 02.10.2017
Hakaret ve basit tehdit - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/2030 Esas 2017/9993 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2017/2030 E. , 2017/9993 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret ve basit tehdit suçlarından sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Cea Kanunu’nun 106/1-2. Cümle, 125/2-1, 43/1, 39/1-2-c (iki kez), 62 (iki kez) ve 52/2. (iki kez) maddeleri uyarınca 920,00 ve 240,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/10/2016 tarihli ve 2016/233 esas, 2016/673 sayılı kararına karşı katılan tarafından yapılan itirazın kabulü ile hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların kaldırılmasına ilişkin Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/11/2016 tarihli ve 2016/191 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01/03/2017 gün ve 12043 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesinde yer alan, “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanık hakkında, 19/09/2013 tarihinde işlediği Tirebolu (kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 06/02/2014 tarihli ve 2013/373 esas, 2014/62 sayılı ilamına konu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 72. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesine eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” biçimindeki düzenlemeden önce, 03/04/2014 tarihinde kesinleştiği, yine sanığın işlemiş olduğu Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/10/2016 tarihli ve 2016/233 esas, 2016/673 sayılı kararına konu yeni suçun ise 22/09/2015 tarihinde işlendiği, Tirebolu (kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 06/02/2014 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği sırada, yeniden suç işleyenlere hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmeyeceğine dair bir düzenleme olmadığı, sonradan yapılan yasal değişikliğin sanık aleyhine yorumlanamayacağı gözetilmeden itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
Ayrıca, 5271 sayılı CMK’nın “hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlığını taşıyan 231. maddesinin 8. fıkrasında; " Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/06/2014-6545 S.K./72. md) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. ...” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen kanuni düzenlemeye göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık, 5 yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve bu süre içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde yapılacak yargılamada mahkumiyetine karar verildiği takdirde bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın adli sicil kaydında gözüken Tirebolu Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/373 Esas, 2014/62 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın itiraz mercii tarafından kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılamaya konu olayda suç tarihinin 22.09.2015 olduğu, suç tarihine göre yapılan değerlendirmede 6545 sayılı Kanunun 72.maddesi ile yapılan değişikliğin yürürlük tarihinin 28.06.2014 olduğu, suç tarihinden önce meydana gelen bu değişikliğin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. maddesi uyarınca sanık aleyhine uygulama niteliğinde değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel bir durumun bulunduğu, bu suretle, sanık hakkında sabıkasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu gerekçesiyle mercii tarafından itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka uygun bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309 maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 02.10.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.