11. Hukuk Dairesi 2015/12016 E. , 2016/9677 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 30/06/2015 tarih ve 2013/406-2015/514 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin davalının yurtdışına sattığı mermerlerini Kazakistan" a taşıdığını, ancak bu taşıma sözleşmesinden doğan ve bekleme ücretlerine ilişkin olan iki adet fatura bedelinin ödenmediğini, bu faturalara dayalı icra takibi yapıldığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini, ileri sürerek itirazın iptalini, takibin devamını ve inkar tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiş, birleşen davada ise davalı olarak, CMR 32. maddesi uyarınca zaman aşımına uğradığını, usulüne uygun ve süresinde hasar ihbarı yapılmadığını, davacı emtiayı yurtdışındaki firmaya sattığına göre emtia üzerindeki hasar ve nefi alıcı yurtdışı şirketine ait olduğunu, bu nedenle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, hasarın varlığı kabul edilse dahi bu hasarın sebebi gönderici tarafından usulüne uygun yüklenmemesi, istiflenmemesi ve ambajlanmaması olduğunu, CMR senedi üzerindeki kayda göre müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacı tarafındaki aralarındaki sözleşme gereği taşımaların tamamını yerine getirmediğini, taşımalar sırasında müvekkili firmaya ait mermerlerin kırıldığı ve kullanılamaz hale geldiğini, müvekkilinin yüklemeden kaynaklı bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiş, birleşen davada ise davacı vekili olarak, davalı tarafından müvekkiline ait emtianın yurtdışına taşınması sırasında hasara uğradığını, bunun üzerine müvekkili firmanın aynı ürünleri 2. bir defa ücret almaksızın müşterisine tedarik etmek zorunda kaldığını ve 2. taşıma giderlerini ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, 75.200 TL maddi zararının tazminini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, taraflar arasında asıl davada davacı, birleşen davada davalı taşıyıcı ile asıl davada davalı, birleşen davada davacı gönderici arasında bir kısım emtianın Kazakistan"a taşınması konusunda taşıma sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin CMR konvansiyonu hükümlerine tabi olduğu, taşıma sonucu emtiada oluşan zararlardan taşıyıcı ve göndericinin eşit olarak %50 oranında kusurlu oldukları, taşıyıcının takibe konu ettiği iki bekleme ücretine dair toplam fatura bedelinin 35.572,00 USD olduğu, taşıyıcının %50 sorumluluğu karşılığının 17.786,00 USD olduğu, göndericinin iki fatura karşılığı 26.800,00 USD ödemiş bulunduğundan kusur durumuna göre taşıyıcının, göndericiden talep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle ana davanın reddine, takipte kötüniyetli olunmadığından, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; birleşen davada, yüklemeyi gönderici yaptığı için sorumluluğu bulunsa da CMR Konvansiyonunu m. 8 ve m.10 nedeniyle taşıyıcının hamule senedine koyduğu çekincelerin gönderen bakımından bağlayıcı nitelikte olmadığı, taşıma sonucu emtiada oluşan hasardan taşıyıcı ve göndericinin eşit olarak %50 oranında kusurlu oldukları, emtiada meydana gelen hasar bedeli olan 13.599,49 Euro tazminat miktarından %50 kusur oranı düşüldükten sonra 6.799,74 Euro tazminatı göndericinin CMR Konvansiyonu m. 27/1 gereğince dava tarihinden itibaren yıllık %5 faizi ile birlikte talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 6.799,74 Euro hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %5 faizi ile birlikte davacı-karşı davalı ... Petrol Ürünleri Natliyat İnşaat Turizm Gıda San ve Tic. Ltd. Şti"nden tahsili ile Davalı-karşı davacı Mer İnşaat Turizm Ticaret Sanayi AŞ"ye verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekilinin birleşen dava yönünden tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Asıl davada, mahkemece kabule dair verilen karar Dairemizin 2012/15836 E.-2013/13947 K. sayılı ilamıyla asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle kesinleşmiş olup, bu durumda mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılamada asıl davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken tekrar işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın asıl davada davacı/birleşen davada davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekilinin birleşen dava yönünden tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekilinin asıl dava yönünden temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 747,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacı birleşen davada davalının birleşen dava yönünden alınmasına, 19/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.